TR
 
EN
 
Hakkında | Amaç ve Kapsam | Etik İlkeler ve Yayın Politikası | Yazım Kuralları | Değerlendirme Süreci | Editör, Yayın ve Danışma Kurulu | Dizin | İletişim
 
1. SAYI
2. SAYI
3. SAYI
4. SAYI
5. SAYI
6. SAYI
7. SAYI
8. SAYI
9. SAYI
10. SAYI
11. SAYI
12. SAYI
13. SAYI
14. SAYI
15. SAYI
16. SAYI
17. SAYI
18. SAYI
19. SAYI
20. SAYI
21. SAYI
22. SAYI
 
 
8. SAYI // SOSYOLOJÄ°K MUHAYYÄ°LE

DİVAN KALEMİ

Muhayyile, sosyolojik düÅŸünme tarihinin en özel alanlarından biridir. Muhakeme, tahkik etme, analiz yapma, yorumlama, anlama uÄŸraÅŸlarıyla yakından ilgili olan muhayyile, gerçeÄŸi yeniden kurma, onu kavrama, onun ardındaki iliÅŸkileri ve nedenleri araÅŸtırma adımıdır. Bir biçimlendirme, kavrama, bir araya getirme, besteleme, uydurma, uyumlu hale getirme, iliÅŸki kurma, fehmetme, anlama, tasavvur etme gücüdür muhayyile. Ä°nsani ve toplumsal gerçekliÄŸin esasını anlama ve kavramada tahayyülün, hayalin, sezginin, düÅŸünmenin önemine iÅŸaret eden muhayyile, bir kavrama noktası olarak dikkat çeker. Bilginin, araÅŸtırmanın, verinin, olgunun mahiyetini tahayyül gücü ile anlamlandırmanın gerekliliÄŸine vurgu yapar.

Sosyolojik Muhayyile yahut toplumsal muhayyile, muhayyilenin imkanlarıyla toplumsalı yorumlama becerisi olarak ÅŸekillenir. Sosyolojik muhayyile, insanın iliÅŸkide olduÄŸu bütün unsurlara; bireye, topluma, tarihe, geleneÄŸe ve geleceÄŸe bir bütünlük içinde bakmamıza imkan tanır. Sosyolojik muhayyile hayatın, insanı ve toplumsal olanın sosyolojik özünü keÅŸfetme, toplumsal gerçekliÄŸi anlama, kavrama ve tahlil etme yeteneÄŸi, gücü ve becerisidir. Ä°nsanın yapıp etmeleri, düÅŸünmeleri, ritüelleri, eylemleri, üretimleri üzerine geniÅŸ bir perspektifle yaklaÅŸma biçimidir. Öncelikle toplumsal gerçekliÄŸin bütün boyutlarına ve katmanlarına dönük sosyolojik çözümleme/analiz etme biçimi olarak ÅŸekillenen toplumsal muhayyile, sosyolojik bilginin elde edilmesi, yorumlanması, bir düÅŸünme performansı olarak yeniden sunulmasını gerektirir. Sosyolojik muhayyile, sosyolojik düÅŸünmenin geniÅŸ bir taslak oluÅŸturmasına imkan tanır ve düÅŸünmenin boyutlarını zenginleÅŸtirir; hayatı, olanı biteni, olguları, durumları, hadiseleri, hikayeleri, bütünsel ve iliÅŸkisel bir baÄŸlamda ele almanın bir yolu olarak yapılaşır.    

Sosyolojik muhayyile, sosyoloji üzerine düÅŸünme, sosyolojinin ilgilerini, yöntemlerini, bakışını, anlatısını deÄŸerlendirme açısıdır. Bir temel bakışı kuÅŸanan muhayyile, sosoylojinin geniÅŸ bir kulvarda, geniÅŸ okumalara ulaÅŸmasını cesaretlendirmektedir. Bu anlamda yeni bir sosyoloji anlayışı, algısı ve pratiÄŸi oluÅŸturma adımı olarak yapılaÅŸmaktadır. Bir sosyoloji taslağı oluÅŸturmanın yollarını belirginleÅŸtirmektedir. Ä°nsan ve toplum katmanından herÅŸeyin sosyolojik bir öze sahip olduÄŸunu ifade eden muhayyile, bunun sosyolojisinin nasıl yapılabileceÄŸinin de ince yollarını iÅŸaret etmektedir. Muhayyile, bütünsel kavrayışı, iliÅŸkisel okumayı, analitik bakışı, insan ve toplum birlikteliÄŸini, baÄŸlantıların ve baÄŸlamların önemini merkeze alarak kıvrak, esnek, yarayışlı, hissiyatlı, meraklı, hayret eden, duyarlı ve geliÅŸkin bir sosyolojinin gerçekleÅŸmesinin ortamını hazırlamaktadır.    
 
Sosyoloji Divanı, 'Sosyolojik Muhayyile' özel sayısıyla, sosyolojinin ilgilerine, sosyolojinin yönelimlerine, sosyolojinin hayatla buluÅŸma olanaklarına iliÅŸkin öneriler sunmaktadır. Özel sayıda yer alan makaleler, daha bütünlüklü, kuÅŸatıcı, kendi gerçekliklerimize duyarlı, toplumsal sorunların çözümüne odaklı bir sosyolojinin oluÅŸabilmesinin imkanlarını tartışmaktadır.    
Bu sayının söyleÅŸi köÅŸesinin konuÄŸu ülkemizin önde gelen düÅŸünürlerinden ve filozoflarından Prof. Dr. Åž. Teoman Duralı hoca. Teoman hoca, muhayyile, hafıza, gelenek, tahayyül kavramları çerçevesinde insan eylemini deÄŸerlendirmektedir.    

'Sosyolojik Muhayyile' sayısının, sosyoloji çalışmalarında yeni bakışların, yaklaşımların, okumaların oluÅŸmasına katkı saÄŸlaması dileÄŸiyle...    
    
Selam ile... 

İÇİNDEKİLER

5 DÄ°VAN KALEMÄ° I Editör 
ÖZEL SAYI: SOSYOLOJÄ°K MUHAYYÄ°LE 
7 I. MUHAYYÄ°LE
9 Muhayyile: Bilgi, Kanaat, Duygu I Milay Köktürk 
31 Sembolden Ä°ÅŸaretsele DüÅŸüncenin DönüÅŸümü I Mustafa Aydın 
43 Sosyolojik Muhayyile I Köksal Alver 
63 Bilimsel Paradigmaların OluÅŸumunda ve DönüÅŸümünde Sosyolojik BaÄŸlam I Beylü Dikeçligil 
73 Kant ve Yeni-Kantçılık Arasında Simmel’in Toplumsal Tahayyülü I Necmettin DoÄŸan 
87 ‘Sosyolojik Muhayyile’ ya da Sosyolojide Muhayyile: Türkiye’de Sosyolojik Muhayyile ve Yeni Bir Sosyolojik Muhayyile Ä°htiyacı I Levent TaÅŸ 
103 Postmodern Sosyolojik Muhayyile: Mucizelerin PeÅŸine DüÅŸmek I Mevlüt Özben  
115 Sosyoloji ve Felsefe: Toplum DüÅŸüncesinde Yaratıcı Bir Açılım Ä°mkânı I Nilüfer Öztürk Aykaç 
131 Sosyal Bilim Muhayyilesinde Kör Bir Kuyu: SaÄŸduyu I Ejder UlutaÅŸ 
153 II. SÖYLEŞİ: Åž. Teoman Duralı ile SöyleÅŸi: Muhayyile, Hafıza ve Toplum Felsefesi 
169 III. MUHAKEME 
171 Sosyal AraÅŸtırma, Müdahale ve Projecilik I Fahri Çakı 187 Türkiye’de Sosyal AraÅŸtırmanın Makamı: Larvatus prodeo! ve Sosyal AraÅŸtırmalarda Krizi AÅŸmak Ä°çin Üç Strateji I Özgür Arun 
201 KliÅŸeleri AÅŸmak: Sosyolojik DüÅŸüncenin Ezberleri Üzerine I Faruk TurÄŸut 
215 TekniÄŸin Ontolojisi: Kültür-Teknik Meselesini Yeniden DüÅŸünmek I Ahmet Ayhan Koyuncu 
231 Küçük Åžeylerin Vicdanı I Özgür TaburoÄŸlu 
241 Kayıp Tahayyülün Ä°zinde -Hocaların Tarafı- I Zehni Özmen 
257 Gazete ve Sosyolojik Muhayyile I Alkan Üstün
267 Sosyolojinin Pratisyenleri Üzerine Asimetrik Bir Tartışma: Toplumsal Kabul ve MeÅŸruiyet I Ahmet Koyuncu 
279 GöbeÄŸini Kaşıyan Adamın ‘Psikanalizi’ II: ‘Mazlumluk’ ve Sol Muhayyile I Ahmet Demirhan 
313 Sosyolojik Teorinin Tipleri: Alternatif Bir Okuma Denemesi I Mehmet Ali Aydemir- Hüseyin Özil 
333 Sosyolojiye GiriÅŸ Kitaplarında Sosyolojik Muhayyile Tartışmaları: Anthony Giddens ve Joseph Fichter I UÄŸur ÇaÄŸlak 
347 IV. MÜÅžAHEDE 
349 Kör Bir Bilim Olarak Sosyoloji I Serhat Güney 
357 Sosyolojik Bir Muhayyile Olarak Alan AraÅŸtırmaları ve Bir Alan Deneyiminin Bazı Çıkmazları I Ertan Özensel 
369 Bugün Ä°ÅŸler Nasıl?: Bir Diyalogdan Dilencilik Çalışmalarına Uzanan Bir AraÅŸtırma Hikayesi I Suvat Parin 
377 Merkeze Ä°thafen TaÅŸranın Hikâyesi I Ä°brahim Nacak 
389 Küçük Åžeyler, Derin Mevzular: Mikro Sosyolojik Bir Ä°nceleme Olarak HediyeleÅŸme I Mehmet Birekul 
405 KarşılaÅŸtırma Yöntemiyle Gündelik Hayatta Sosyolojik Muhayyile I Bahattin Cizreli
413 ÖZETLER 
440 YAZARLAR
DOSYA

Muhayyile: Bilgi, Kanaat, Duygu

Milay KÖKTÜRK

Ä°nsanlık hep hikmet ve hakikati aradı. En temel gerçekliÄŸin ne olduÄŸu sorusuna, ÅŸu soru da eÅŸlik etti: Hakikati nasıl bilebiliriz? Ä°lk baÅŸtaki bu hakikat doÄŸa dünyasının hakikati idi. YeniçaÄŸdan itibaren insan dünyasının hakikati sorunu ortaya çıktı. Bilme sürecinde deneyim ve aklın yanında baÅŸka yetilerin rolü tartışma konusu oldu: Muhayyile. Bu arada, “dünyanın kesin ve tek biçimli bir bilgisi” deÄŸil “dünya hakkında bir bilgi” ilkesi benimsendi. Sosyal bilimlerin geliÅŸimi de bilgi anlayışını kökten etkiledi. Bilgide çoÄŸulculuk baÅŸladı. Ayrıca bilgide öznelci ve nesnelci yaklaşımların her ikisi de aynı derecede doÄŸrulanabilmekte veya yanlışlanabilmekteydi.

Sembolden İşaretsele Düşüncenin Dönüşümü

Mustafa AYDIN

Ä°nsana özgü bir etkinlik olan düÅŸünmenin bilgiye dönüÅŸümü çok boyutlu bir geliÅŸim süreci içinde ortaya çıkar. DüÅŸünme, dil ile ifade edilip zihinden kopunca artık orada duran ve nesnel bir varlık olan düÅŸünme haline gelir. Zihinsel bir eylem olarak düÅŸünmeyi besleyen duyumlar ve duygular olarak iki önemli kaynaktan söz edilebilir. Bu anlamda düÅŸünme insani bir olgu olarak zihinsel bir kategoriye dönüÅŸür. DüÅŸüncenin dillendirilmesi yahut soyut-somut temsiller kazanması ise kavramlarla mümkün olur. Kavramlar genel olarak insanların düÅŸünme araçları, kelimeler ise kavramların en önemli ifade ÅŸekilleridir

Sosyolojik Muhayyile

Köksal ALVER

DüÅŸünmenin özel biçimlerinden biri olan muhayyile/tahayyül, bir anlamda sosyoloji üzerine düÅŸünme ve sosyolojinin yapıp etmelerini yorumlama yolu olarak görülebilir. Sosyolojinin nasıl yol alması gerektiÄŸine iliÅŸkin bir öneriler demetini içermekte ve bir sosyoloji deseni çizmektedir. Sosyolojik muhayyile, sosyolojinin konumu, iÅŸlevi, yönelimleri, çalışma alanları, bakış açısı, yöntem seçimleri, akademik özü, tarihsel süreçte edindiÄŸi rolleri üzerine düÅŸünmeyi gerektirir. Tahayyül gücü ve yaratıcı muhayyile ile daha esaslı, kuÅŸatıcı ve bütünsel bir analizin peÅŸinde olan sosyolojinin, insan ve toplum gerçekliÄŸini daha yakından görme imkânı elde edeceÄŸi varsayılır.  

Bilimsel Paradigmaların Oluşumunda ve Dönüşümünde Sosyolojik Bağlam

Beylü DİKEÇLİGİL

Bildirinin konusu, bilimsel paradigma ile üst-kültür sistemi yani medeniyet arasındaki iliÅŸkidir. Bilim anlayışı olarak da adlandırabileceÄŸimiz paradigma; bilimin ne olduÄŸuna, nasıl yapılması gerektiÄŸine iliÅŸkin ve bilim insanları topluluÄŸunca benimsenmiÅŸ bir dizi ön kabullerdir. Bunları üç grupta toplayabiliriz: Bilimin konusu olan gerçekliÄŸin doÄŸasına dair ontolojik, edinilmek istenen bilgiye dair epistemolojik ve bilgiye nasıl ulaşılacağına dair metodolojik sayıltılar. Varlığın doÄŸasını açıklayan ontolojik kabul, diÄŸerlerinin ana kaynağıdır. Bugün bilimdeki geliÅŸmeler ile varlığın doÄŸasına iliÅŸkin bilimsel bilgilerimizin artmış olmasına raÄŸmen sayıltılar metafizik olma özelliklerini korurlar.

Kant ve Yeni-Kantçılık Arasında Simmel'in Toplumsal Tahayyülü

Necmettin DOÄžAN

Simmel eserlerinde sosyolojinin bir taraftan konusunu ortaya koymaya çalışırken, diÄŸer taraftan ayrı bir bilim olarak yöntemini belirlemeye çalışmıştır. Bu çabasına Kant’ın felsefesi ve Yeni-Kantçılık kılavuzluk etmiÅŸtir. Bununla birlikte bu felsefi miras, sosyolojisinde bazı teorik muÄŸlaklıklara da sebebiyet vermiÅŸtir. Kant zihinsel kategorileri dış dünyanın algılanmasında etkin bir güç olarak deÄŸerlendirdiÄŸinden kendisinden sonra büyük bir tartışmaya da sebebiyet vermiÅŸti. Ä°nsan zihninin dış dünyanın tecrübe edilmesinde etkili olduÄŸu iddiası, nesnellik ve evrensellik bilimsel idealleri de tartışmalı kılmıştı. Simmel’in sosyolojisinde kategori kavramı hem zihnin hem de toplumsallığın bir özelliÄŸi olarak form ve içerik ÅŸeklinde karşımıza çıkar

'Sosyolojik Muhayyile' ya da Sosyolojide Muhayyile: Türkiye'de Sosyolojik Muhayyile ve Yeni Bir Sosyolojik Muhayyile İhtiyacı

Levent TAÅž

Sosyolojinin özellikle 20. yüzyılın sonralarında içine düÅŸtüÄŸü krizi aşılabilmesi hakim ‘sosyolojik muhayyile’nin yeniden gözden geçirilmesini bir zorunluluk haline getirmiÅŸtir. Literatürde sosyolojik muhayyile genellikle Mills’e atıfla kullanılmaktadır. Bu çalışmada Mills’den hareketle yürütülen sosyolojik muhayyile tartışmasının aslında sosyolojinin kimlik arayışının bir parçası olduÄŸuna dikkat çekilerek sosyolojik muhayyilenin düÅŸünürler, siyasi akımlar, ideolojiler ya da paradigmalar üzerinden de tartışılabileceÄŸi vurgulanmıştır. DiÄŸer taraftan Türk sosyolojisinde sosyolojik muhayyilenin genellikle siyaset odaklı algılandığına ve bu durumun neden olabileceÄŸi olumsuzluklara da dikkat çekilmiÅŸtir.

Postmodern Sosyolojik Muhayyile: Mucizelerin Peşine Düşmek

Mevlüt ÖZBEN

Bu makalenin teorik temelini modernlik ile postmodernliÄŸin zaman kavrayışları arasındaki farklılık oluÅŸturmaktadır. Zamanın bir iktidar ve düzen(leme) aracı olduÄŸu modern dönemden farklı olarak zamanın dev bir endüstri tarafından tüketimimize sunulduÄŸu sıradışı bir zamanda yaşıyoruz. Postmodern insanı “ÅŸimdi”nin baskısı altında mucizelerin peÅŸine düÅŸüren de bu sıra dışı zamandır. Bugünün postmodern sosyolojik muhayyilesi, geleceÄŸi arkasına almış bulunan “ÅŸimdi”de zemin bulmaktadır.

Sosyoloji ve Felsefe: Toplum Düşüncesinde Yaratıcı Bir Açılım İmkanı

Nilüfer ÖZTÜRK AYKAÇ

Sosyoloji ve felsefe... Biri birkaç yüzyıl geriye, diÄŸeri yüzyıllar gerisine giden iki disiplin; yaÅŸanılan dünyayı anlama uÄŸraşısına açılan iki ayrı kapıdır. Ä°nsanı ve insanlığı anlamayı kendine görev edinmiÅŸ bu alanlar, kimi zaman ayrışan, kimi zaman benzeÅŸen ÅŸekillerde topluma dair görüÅŸler ortaya koyar. Ancak özellikle ülkemizde, belki tarihî ve ideolojik geçmiÅŸimiz, belki de sosyolojik muhayyilemizin yahut felsefi düÅŸüncemizin yeterince olgunlaÅŸmamış olmasından mütevellit, sosyoloji ve felsefe birbirine karşıt gibi konumlanmış, ortak bir zeminden bilgi üretme imkânı yeterince oluÅŸamamıştır.

Sosyal Bilim Muhayyilesinde Kör Bir Kuyu: Sağduyu

Ejder ULUTAÅž

DüÅŸünce ve bilim tarihi bir takım kavramlar aracılığıyla varlığını sürdürmüÅŸ ve sürdürmektedir. Bu tarihsel süreçte kimi kavramlar ön plana çıkarken kimileri çevrede tutulmuÅŸtur. Özellikle modern sosyal bilimlerin geliÅŸtirdiÄŸi muhayyile ve uyguladığı yöntemler, bir takım kavramların öncelenmesiyle gerçekleÅŸmiÅŸtir. SaÄŸduyu kavramı, hem kadim düÅŸünce geleneÄŸinde hem de modern sosyal bilimlerin nesnellik söylemi etrafında sergilenen tavırda ciddi bir tartışmaya dâhil edilmemiÅŸtir. Bu çalışmada saÄŸduyu kavramının, kendisine yüklenen anlamın dışında daha geniÅŸ bir anlama sahip olduÄŸu düÅŸüncesi dile getirilmektedir

Sosyal Araştırma, Müdahale ve Projecilik

Fahri ÇAKI

Uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel fon saÄŸlayıcı kuruluÅŸların sayısının hızla artması, küreselleÅŸme eÄŸilimi ve devlet-toplum iliÅŸkilerindeki deÄŸiÅŸimlerle birlikte projeciliÄŸin ve proje yönetiminin giderek daha fazla önem ve yaygınlık kazandığı bir gerçektir. Bu önem ve yaygınlığa iÅŸaret etmek üzere özellikle son çeyrek yüzyılda modern toplumun bir proje toplumuna dönüÅŸtüÄŸü ileri sürülebilir. Bu baÄŸlamda Türkiye bir istisna deÄŸildir.

Türkiye'de Sosyal Araştırmanın Makamı: Larvatus prodeo! ve Sosyal Araştırmalarda Krizi Aşmak İçin Üç Strateji

Özgür ARUN

Geride bıraktığımız yüzyılda, sosyal araÅŸtırmalarda izlenen yol, sosyal gerçekliÄŸi anlamaya, kavramaya ve açıklamaya muktedirken, günümüzde hayli kompartize olmuÅŸ ve parçalanmış sosyal gerçekliÄŸi kavramak için konvansiyonel metodolojik tertibat yetersiz kalmaktadır. Türkiye’de de, genel olarak sosyal bilimler, özelde sosyoloji Larvatus prodeo makamında ilerlemektedir. Bu yazıda, sosyal bilimlerin yaklaÅŸan krizini aÅŸmak üzere ve günümüzde hayli karmaşık sosyal gerçekliÄŸi kavrayışçı biçimde ölçmeye yönelik üç strateji deÄŸerlendirilmektedir.

Klişeleri Aşmak: Sosyolojik Düşüncenin Ezberleri Üzerine

Faruk TURÄžUT

DüÅŸünme üzerindeki engelleyici rolünden yola çıkarak, bu çalışmada kliÅŸelerin sosyolojik düÅŸünme ile olan iliÅŸkisi incelenecektir. BaÅŸlangıcından bugüne sosyolojik düÅŸünme ve pratiÄŸinde kliÅŸe olarak kabul edilebilecek bazı unsurlar tespit edilecektir. Söz konusu unsurların ilk çıktıkları anda taşıdıkları anlam ve sahip olduÄŸu iÅŸlevler zamanla deÄŸiÅŸmektedir. Günümüzde sosyolojik düÅŸünme için problem oluÅŸturan kliÅŸelerin, dikkat edilmemesi durumunda, toplumsal gerçekliÄŸin analizinde yanılgılara neden olmaktadır.

Tekniğin Ontolojisi: Kültür-Teknik Meselesini Yeniden Düşünmek

Ahmet Ayhan KOYUNCU

Ä°slam dünyasının son 150 yıldır gündeminde olan kültür-teknik etkileÅŸimi, çeÅŸitli baÄŸlamlarda ve farklı yaklaşımlar çerçevesinde günümüze kadar tartışılmaya devam etmiÅŸtir. Ä°lk dönem Ä°slamcılar tarafından kültürden bağımsız düÅŸünülerek ele alınan teknik, sonraki dönemlerde kültürden ayrılmaz bir çerçevede ele alınmıştır. Bu dönemde tekniÄŸi üreten Batı’nın kültürüne olan tepki, tekniÄŸin kendisine yönelme eÄŸilimi göstermiÅŸtir. Bu çalışmada teknik ile kültür etkileÅŸiminin ontolojik bir zorunluluk olmadığı ve hangi kültür içerisinde üretilirse üretilsin, mutlaka olumsuz tarafları da barındırdığı iddiası tartışılmıştır

Küçük Şeylerin Vicdanı

Özgür TABUROĞLU

Vicdan kavramı, iliÅŸkili olduÄŸu yasa ve adalet gibi baÅŸka kavramlara göre, tikel ve ferdi olanla daha yakından iliÅŸkilidir. Daha küçük deneyimler vicdanla iliÅŸkili soruÅŸturmaların konusudur. Bu metinde vicdanın konusu olarak tanımlanan “küçük” sadece boyut olarak deÄŸil, aynı zamanda varoluÅŸu ÅŸekillendiren en küçük parçadır. Küçük bir çocuk kadar bir atom da vicdanın öznesi veya nesnesi olabilir. Küçük ÅŸeylerin düzeyinde büyük eylemler yoktur. Bu yüzden vicdanın yüklemleri, titreÅŸim, ürperti ve sızı ÅŸeklinde dile gelir. Clinamen ya da atomların savrulması olarak bilinen olgu ise, bu yüklemin en basit halidir. Clinamen bir bakıma küçük olanın kökensel vicdanıdır. 

Kayıp Tahayyülün İzinde-Hocaların Tarafı-

Zehni ÖZMEN

Makale Charles W. Mills’in Sosyolojik Tahayyül (1959) adlı çalışmasında deÄŸindiÄŸi kiÅŸiye insan ile toplum, biyografi ile tarih, kendi ile dünya arasındaki oyunu kavramayı ve aynı zamanda bir perspektiften diÄŸerine geçmeyi (makrodan mikroya, siyasetten psikolojiye, dini olandan askeri olana) saÄŸlayan zihinsel vasfın izini, kiÅŸisel bir deneyimden ve vakadan yola çıkarak sürmeye çalışmaktadır. Mills’in sıkıntı ve sorun ayrımını baÅŸlangıç noktası olarak ele alan çalışma, her iki durumu Mills’e atıfta bulunarak izah etmeye çalıştıktan sonra, kiÅŸisel gibi gözüken bir derdi dile getirir: Bu dert, bir öÄŸretim üyesi olan yazarın, derslerinde lisans öÄŸrencilerinden istediÄŸi verimi alamamasıdır. 

Gazete ve Sosyolojik Muhayyile

Alkan ÃœSTÃœN

Sosyoloji bilimi ortaya çıkarken üzerinde yükseldiÄŸi ana ayaklarından birisinin, kırdan kente kitlesel göç olgusuyla birlikte hızla büyüyen kentlerdeki sorunlara odaklanmak olduÄŸu söylenebilmektedir. Aldığı kitlesel göçler ile çehresi tanınamayacak ÅŸekilde deÄŸiÅŸen ÅŸehirlerden olan Chicago’da kurumsal anlamda ilk kent çalışmalarının ortaya çıkması ise tesadüf deÄŸildir. Fakat bu noktada dikkat çekici olan Chicago Sosyoloji Okulu’nun önde gelen ismi olan Robert E. Park’ın akademik kariyeri öncesi yaklaşık yirmi sene boyunca gazeteci olarak çalışması ve bu sayede kentin nabzını tutabilmesidir

Sosyolojinin Pratisyenleri Üzerine Asimetrik Bir Tartışma: Toplumsal Kabul ve Meşruiyet

Ahmet KOYUNCU

Toplumsal yaÅŸamın bulmacasını çözmeye, baÅŸka bir ifade ile içinde yaÅŸadığı dünyayı anlamlandırmaya ve açıklamaya çalışan sosyolojinin pratisyenleri oldukça zor bir göreve de talip oluÅŸlar demektir. Onlar bu çabalarının karşısında takdir edilmeyi beklerken çoÄŸu zaman ÅŸüphe ile karşılanmakta, eleÅŸtirilere maruz kalmakta, kendilerini hiç de tahmin etmedikleri tartışmaların orta yerinde bulmaktadır. Elbette bu durum mensubu oldukları disiplinin yani sosyolojinin ne’liÄŸine iliÅŸkin tartışmalardan bağımsız deÄŸildir. Ä°lk olarak kapsamlı ve karmaşık inceleme nesnesi, inÅŸa ettiÄŸi kavramları, akıl yürütme biçimi, muhayyilesi ve alternatif metodolojisi ile pozitivist bilim anlayışına nispetle bilimselliÄŸi sorgulanan bir disiplinin pratisyeni olmanın avantajı ve zorluÄŸu ile karşı karşıyadır

Göbeğini Kaşıyan Adamın 'Psikanalizi' II: 'Mazlumluk' ve Sol Muhayyile

Ahmet DEMÄ°RHAN

Daha önce Türk edebiyatında ve edebiyat eleÅŸtirisinde hâkim olan bir anlayışın psikanalizi nasıl kullandığını araÅŸtıran bir çalışmanın devamı olan bu makalede bu kez sosyal bilimlerde psikanalizin kullanılma biçimleri ele alınmaktadır. Tıpkı edebiyat eleÅŸtirisinde olduÄŸu gibi sosyal bilimlerde alanında da psikanalizin kullanımının aslında psikanalitik araçlarla bu araçların öngördüÄŸünden farklı bir zemin oluÅŸturmak amacını güttüÄŸünü ileri süren çalışmada, böyle bir gayeyle ele alınan bir mazlumluk kategorisi üzerinde durulmaktadır. Mazlumluk bu anlayışta henüz hakiki psikanalitik deÄŸerlendirmeye tutulamayacak evreye ulaÅŸamamış bir ideolojinin hem oluÅŸturucu ve hem de sürdürücüsü olarak deÄŸerlendirilmektedir. 

Sosyolojik Teorinin Tipleri: Alternatif Bir Okuma Denemesi

Mehmet Ali AYDEMİR-Hüseyin ÖZİL

Bu çalışmada teori ve toplumsal tipler yazının ilgi alanını oluÅŸturmaktadır. Bu çerçevede sosyoloji disiplini içerisinde yer alan pek çok analizin bir tip okuması içerdiÄŸi düÅŸünülmektedir. Nitekim topluma dair yazılan çoÄŸu incelemenin tipoloji okumaları ile paralellikler taşıdığı görülmektedir. Lakin çalışmanın ifade ettikleri topluma dair yeni mevzular deÄŸildir. Ancak sosyal teorilerin tipler üzerinden okunması sunduÄŸu deneyim açısından önemlidir. Çünkü konuya dair alternatif bir okuma denemesi sunmaktadır. Çalışma ilgi alanı olarak seçtiÄŸi kiÅŸiler elbette çeÅŸitlendirilebilir. Ancak kapsam ve sınırlar düÅŸünüldüÄŸünde dört kiÅŸi üzerinden tipler analiz edilmiÅŸtir.

Sosyolojiye Giriş Kitaplarında Sosyolojik Muhayyile Tartışmaları: Anthony Giddens ve Joseph Fichter

Uğur ÇAĞLAK

Toplumsal hayatın daha karma karmaşık ve deÄŸiÅŸken bir hale geldiÄŸi günümüzde toplumsal durumları esaslı bir ÅŸekilde analiz etmek, sosyal alandaki mevcut sosyolojik bilginin daha iyi kavranması ve yorumlanması çok daha büyük önem arz etmektedir. Bu bilginin ve sosyal durumların daha iyi anlaşılabilmesi için sosyolojik bir muhayyile gücünün etkin bir ÅŸekilde kullanılması gerekmektedir. Sosyolojik muhayyilenin önemine ve muhayyilenin nasıl bir düÅŸünme pratiÄŸi geliÅŸtirmesi gerektiÄŸi noktasında farklı sosyologlar farklı açılardan katkı saÄŸlamıştır.

Kör Bir Bilim Olarak Sosyoloji

Serhat GÃœNEY

Bu yazıda, sosyolojik düÅŸünmenin hayalgücü ile iliÅŸkisi tartışılmaktadır. Bir araÅŸtırmacının yöntembilimsel yetkinliÄŸi ile hikaye anlatıcısı olarak eriÅŸebildiÄŸi mertebe arasında bir çatışma mı, yoksa bir uzlaÅŸma mı olmalıdır? Bilimsel deneyime hakim olan netlikle, hayatın gri coÄŸrafyalarında dolaÅŸan anlatının bulanıklığını bir araya getirdiÄŸimizde nerelere kadar uzanabiliriz? Bu yazı bu sorulara yanıt aramaktadır. Sosyolojik faaliyeti bilgece bir körleÅŸme olarak düÅŸleyebilmek üzere biriktirilmiÅŸ bir miktar malzemeyi ortaya dökerek bir fikir cimnastiÄŸi yapabilmek hedeflenmiÅŸtir. 

Sosyolojik Bir Muhayyile Olarak Alan Araştırmaları ve Bir Alan Deneyiminin Bazı Çıkmazları

Ertan ÖZENSEL

Sosyolojide alan araÅŸtırmaları, tercih edilen yönteme baÄŸlı olarak, bazı bilimsel teknikler yardımıyla gerçekleÅŸir. Her araÅŸtırma aynı zamanda bir deneyimi yansıtır. Bilimsel araÅŸtırmalarda, araÅŸtırıcının yorumu, tahayyülü, sezgileri ve algı gibi tecrübelerine genellikle yer verilmez. Fakat bir araÅŸtırma araÅŸtırmacının alanda olmasıyla mümkündür. Orada olmak ise, zorluklar, belirsizlikler ve kaygılarla yüz yüze olmak hatta onları yaÅŸamaktır. AraÅŸtırma verilerin önemli bir kısmı, saha deneyimlerinin birer parçasıdır. Türkiye’deki sosyoloji araÅŸtırma geleneÄŸin de de bu türden paylaşımlara neredeyse hiç yer verilmez. Oysa her araÅŸtırmada, olay ya da olguları gözlemleyen, araÅŸtıran bir çift göz, bir duygu ve onu metine döken bir el vardır

Bugün İşler Nasıl?: Bir Diyalogdan Dilencilik Çalışmalarına Uzanan Bir Araştırma Hikayesi

Suvat PARÄ°N

Bir bilimsel çalışmanın nasıl baÅŸladığı, hangi metodolojik araçlarla sürdürüldüÄŸü ve araÅŸtırma süreci içinde karşılaşılan zorlukların ne olduÄŸu hem yöntemsel hem de ortaya çıkan yayın(lar)ı anlamak açısından önem arz etmektedir. Bu yazı ana hatlarıyla, bir araÅŸtırmacının dilencilik konusuna yönelme ve yoÄŸunlaÅŸmasında ön plana çıkan dinamikler ile metodolojik deneyimlerini merkeze alan bir çerçeveyi barındırmakta; spesifik olarak da Ä°stanbul’da faaliyet gösteren dilenciler, Türkiye’de ilk kez düzenlenen dilencilik sempozyumu ve Paris’te dilenciliÄŸi içeren bir araÅŸtırmanın hikayesini konu edinmektedir.

Merkeze İthafen Taşranın Hikayesi

Ä°brahim NACAK

Her bilimsel çalışmanın bir hikayesi vardır. Bu hikâyeyi bilim adamının yazdıkları ve yaÅŸadıkları oluÅŸturur. Yazılan eserler literatüre katkı saÄŸlar. YaÅŸananların ise tecrübe aktarımı konusunda katkısı olur. Bu makale, 2016 yılında tamamlanan “Merkezi TaÅŸrada Kurmak: Kayseri ÖrneÄŸi” adlı doktora tezinin yazım ve saha araÅŸtırması safhalarında karşılaşılan olayların genel bir deÄŸerlendirmesidir. Doktora araÅŸtırma sürecinde yaÅŸadıklarımızı aktarmaya çalıştık. Çünkü amacımız bir tecrübe aktarımını gerçekleÅŸtirmektir. Ayrıca bu gibi araÅŸtırmalarda kullanılacak yöntemlere iliÅŸkin bir rehber olma özelliÄŸi gösterebilir.

Küçük Şeyler, Derin Mevzular: Mikro Sosyolojik bir İnceleme Olarak Hediyeleşme

Mehmet BÄ°REKUL

Sosyoloji literatüründe analitik bir ayrımın iki ayrı parçaları olarak kabul edilen sosyal ve kültürel kavramları, davranışsal alan ile biliÅŸsel alanın zamanla birbirinden bağımsız gerçeklikler olarak düÅŸünülmesine yol açmış ve özellikle natüralist / pozitivist gelenek içerisinde geliÅŸen bu düÅŸünce ile kültür, nesnel alanın bir yansıması olarak kabul edilmiÅŸtir. Makro yaklaşımlar içerisinde hak ettiÄŸi yeri bulamayan kültür özellikle bireye / mikroya vurgu yapan ve yapının sarmalında bir sosyolojiyi tartışmaya açan yaklaşımların ise merkezinde yer almıştır

Karşılaştırma Yöntemiyle Gündelik Hayatta Sosyoloji Muhayyile

Bahattin CÄ°ZRELÄ°

Sosyolojinin klasik döneminden bu yana karşılaÅŸtırma esas bir yöntemdir. Durkheim Sosyolojik Yöntemin Kuralları’nda karşılaÅŸtırmanın önemini anlatır. Zira intiharın neden toplumsal bir olgu olduÄŸunu açıklarken coÄŸrafi, iktisadi, mesleki ve cinsel karşılaÅŸtırmalar yapmaktadır. Weber, kapitalizmin olasılıksal nedenselliÄŸini açıklamak için DoÄŸu dinleri, Katoliklik ve Protestanlık arasında karşılaÅŸtırmada bulunmaktadır. 
SOHBET

Ş. Teoman Duralı ile Söyleşi: Muhayyile, Hafıza ve Toplum Felsefesi

M. Ali AKYURT

Muhayyilenin yani hayal gücünün asıl kaynağı hafızadır. Hafızada biriktirdiÄŸimiz deÄŸerleri yeni karşılaÅŸtığımız olaylarla mukayese ediyoruz, yeni karşılaÅŸtığımız olayları bu hafızadan getirdiÄŸimiz resimlerle baÄŸdaÅŸtırıyoruz. Yeni karşılaşılan olayın bir resmi var, bunu biz fotoÄŸrafa da benzetebiliriz. Anında çektiÄŸimiz bir resim. Bunun zihnimizde yansıması... Yeni karşılaÅŸtığım olayı, hafızadan geri çağırdığım benzer bir resimle örtüÅŸtürüyorum. Bu örtüÅŸmenin yarattığı bir duygu durumu var. Ortada demek ki akıl var, akıl iÅŸ görüyor ama aklın yanı sıra duygu da var iÅŸin içinde. Duygu ile düÅŸünce bir araya geliyor.
 
Tüm Sayılar
Sosyoloji Divanı Kitaplığı
Basında Biz
Duyurular
Formlar
Satış Noktaları