TR
 
EN
 
Hakkında | Amaç ve Kapsam | Etik İlkeler ve Yayın Politikası | Yazım Kuralları | Değerlendirme Süreci | Editör, Yayın ve Danışma Kurulu | Dizin | İletişim
 
 
Taşraya ve komşuluğa derinlikli bir bakış
 “Dergi, hür tefekkürün kalesi” der Cemil Meriç, kitap, gazete ve dergi hakkındaki görüÅŸlerini dile getirirken. “Belki serseri ama taze ve sıcak tefekkür.” diye de devam eder. Evet, dergiler ter ü taze, sımsıcak bir tefekkürün, emeÄŸin, heyecanın yankısı. Aynı zamanda kolektif bir zekânın… 2013 yılında yeni bir hür tefekkür kalesi daha yükseldi fikir dünyamızda. Yeni bir emek. Sosyoloji Divanı… TaÅŸradan yükseliyor burçları, Konya’dan… Gerçi kitle iletiÅŸimin insan beyninin en mahrem alanlarına nüfuz ettiÄŸi, dünyamızın küçük bir küresel köy haline geldiÄŸi, herkesin her ÅŸeyden anında haberdar olduÄŸu günümüzde nerenin taÅŸra, nerenin merkez olduÄŸu çokça tartışılmakta. Malum, sınırlar flulaşıyor, bütün keskinlikler postmodern zamansallıkta törpüleniyor. Ä°ÅŸte tam bu noktada Sosyoloji Divanı taÅŸrayı da sorguluyor. Hem de ilk sayısında…
Sosyoloji Divanı yılda iki kez çıkıyor sefere. Teorinin ve pratiÄŸin, geçmiÅŸin ve ÅŸimdinin vadilerinden topladıklarını terkisine alarak. Yürümekte olduÄŸu yol adından da anlaşılacağı üzere sosyoloji odaklı. Bir bilimsel disiplin olarak sosyolojiye odaklanmış olmasına raÄŸmen tarih, sanat, edebiyat, ilahiyat, coÄŸrafya, antropoloji, psikoloji ve diÄŸer bilimsel disiplinleri pas geçmiyor. Dergi editoryasının da ifade ettiÄŸi gibi asıl anlatmak istedikleri insan, insanlık halleri… Ä°nsanlık halleri bir tek sosyolojiyle açıklanabilecek boyutta deÄŸil. Ä°nsanı, insana dair olanı anlamaya çalışırken, anlatırken diÄŸer anlama ve söyleyiÅŸ biçimlerine de baÅŸvurulacağının altı çiziliyor. Ä°yi de oluyor aslında. Tamamen bilimsel disiplinin sıkıcı, boÄŸucu havasına okuru hapsetmeden, teorik metinlerle entelektüel boÅŸboÄŸazlık yapmadan, aynı zamanda günceli atlamadan ve güncelde boÄŸulmadan yolu yürümek… Yürürken sıkmamak, sıkılmamak…

Dergi sosyoloji ile edebiyatı ve diÄŸer anlatım biçimlerini cem ediyor
Henüz daha iki sayısı yayınlandı Sosyoloji Divanı'nın. Birinci sayı “TaÅŸra Fragmanları”, ikinci sayı “KomÅŸuluk” baÅŸlığıyla okuyucuyu selamlıyor. Ä°ki sayıda da gördüÄŸümüz kadarıyla dergi divan kalemi, dosya, sohbet, kenar kayıt, hayat sahnesi, kitaplık, özetler ve yazarlar bölümleri olmak üzere sekiz bölüme ayrılmış. Unutmadan söyleyelim: Sosyoloji Divanı hakemli bir dergi. Yani gönderilen her metin yayınlanacak diye bir kaide söz konusu deÄŸil. Derginin sahibi Çizgi Kitabevi adına Ömer Arlı, yazı iÅŸleri müdürü Mahmut Arlı, genel yayın yönetmeni Seyfettin Kurt, editör ise Köksal Alver. Çizgi Kitabevi sosyoloji, felsefe, tarih ve edebiyat gibi alanlarda yayınladığı sıkı kitaplarla yayın hayatına giren, Konya’da kitapseverlerin uÄŸrağı olan bir güzel kitabevi. Aynı zamanda Konya’da ikamet eden entelektüellerle okuyucuları bir araya getiren önemli bir mekân.
Derginin editörü Köksal Alver hem sosyolog hem de hikâyeci. Hece dergisi ve yayınlarını takip edenlerin aÅŸina olduÄŸu bir isim. Edebiyat Sosyolojisi, Kültür Sosyolojisi ilgili olduÄŸu alanlardan. Sosyolojik metinlerinde edebiyat, kültür, mekân, kimlik gibi kavramlar göze çarpar. Klasik kültürümüzün meydana getirdiÄŸi yaÅŸam ÅŸekilleri ve modern zamanlardaki deÄŸiÅŸimler, üzerinde ağırlıklı olarak durduÄŸu konular. “Mahalle”, “Steril Hayatlar” gibi önemli araÅŸtırmalarının yanında “Çevgen” ve “Saklı Yara” adlı hikâye kitapları var. 

Sosyoloji Divanı mevcut iki sayısıyla önemli konuları ele alıyor. Özellikle taÅŸra ve komÅŸuluk dosyaları… Sakat bir modernleÅŸme macerası olan bizim gibi yerlerde merkez/taÅŸra tartışmaları birçok yanlış ve önyargılı bilgilerle birlikte yürür. TaÅŸra, merkez tarafından her zaman geri kalmış, deÄŸiÅŸmesi gereken, modernleÅŸmesi elzem olan diyarlar olarak görülür. Ama bizde taÅŸra, çoÄŸu zaman varoluÅŸ alanımızın bozulmamış formunu muhafaza eder. Onu dönüÅŸtürmeye çalışmak varlık alanımıza müdahale anlamına gelir. Derginin birinci sayısında Köksal Alver’in, Celaleddin Çelik’in, Vefa TaÅŸdelen’in, Mahmut H. Akın’ın ve diÄŸer dosya yazarlarının yazılarının dikkatle okunması gerekir. Sohbet bölümünde Mustafa Aydın Hoca ile bereketli bir sosyoloji muhabbeti var. Dergi sosyoloji ile edebiyatı ve diÄŸer anlatım biçimlerini cem ediyor demiÅŸtik. Hayat Sahnesi bölümündeki portre yazıları ayrıca okunması gereken yazılar. Bu bölümde yüreÄŸimizin vazgeçilmez imgesi hüzün var. Hüzün soluklanıyor yazılar okunurken…

İkinci sayıda komşuluk işleniyor
Ä°kinci sayı hepimizin üzerinde düÅŸünmesi gereken, tümüyle olmasa da büyük bir oranda hayatımızdan çekilen komÅŸuluk kavramını ele alıyor. Mesleki ve bürokratik kuÅŸatma altında olduÄŸumuzdan evimize yorgun argın geliyoruz. Görmüyoruz kimseyi. Kimseler bizim farkımızda olmuyor. Apartman hayatı kapı komÅŸuları bile birbirine uzak yabancılar haline getiriyor. Oysa biz komÅŸuyu komÅŸuya neredeyse miras kılacak kadar komÅŸuluÄŸa önem ve deÄŸer atfeden bir anlam dünyasına mensubuz. Ä°ÅŸte derginin dosya bölümünde bu denli önemi haiz komÅŸuluk irdeleniyor. Dosyadaki bütün yazıların dikkatle okunması gerekiyor. Bu sayının sohbeti Mahmut Atay’la yapılmış. Kenar kayıt bölümündeki “Muhafazakârlığın Aile Vurgusu ve TOKÄ° Uygulamaları” önemli bir metin. Her iki sayının kitaplık bölümünde sosyoloji ağırlıklı yayınlar üzerine tanıtımlar var. 

Her yeni dergi yeni bir heyecan, yeni bir emek… Köksal Alver’in de divan kaleminde dediÄŸi gibi Sosyoloji Divanı ikinci sayısıyla birlikte mütevazı ve derin yürüyüÅŸünü sürdürüyor. Ä°lk sayı yayınlandıktan sonra arkası geliyor. Biraz sancılı oluyor ama bu sancı bereketi de getiriyor. Sosyoloji Divanı dergisinin uzun soluklu bir dergi olması en büyük arzumuz. Dergiyi bin bir emek ve zahmetle okurun önüne getiren bütün arkadaÅŸların heyecanlarının, cesaretlerinin, azimlerinin, samimiyetlerinin tükenmemesi en büyük dileÄŸimiz. Kalemi, kelamı, sözü, yazıyı insana bakan bir pencere gören anlayışlarının aynı ÅŸekilde sürmesi… Temennimiz Sosyoloji Divanı'nın yürüdüÄŸü yolda yorulmaması, daha nice sayılarla yürüyüÅŸüne devam etmesi. Menzilin aynı zamanda yürüdüÄŸümüz yol olduÄŸunun bilincinde olarak… Ne demiÅŸti Cemil Meriç: “Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doÄŸrusu mesajı. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaÅŸ, hezimet veya intihar.” 
 
Tüm Sayılar
Sosyoloji Divanı Kitaplığı
Basında Biz
Duyurular
Formlar
Satış Noktaları