TR
 
EN
 
Hakkında | Amaç ve Kapsam | Etik İlkeler ve Yayın Politikası | Yazım Kuralları | Değerlendirme Süreci | Editör, Yayın ve Danışma Kurulu | Dizin | İletişim
 
1. SAYI
2. SAYI
3. SAYI
4. SAYI
5. SAYI
6. SAYI
7. SAYI
8. SAYI
9. SAYI
10. SAYI
11. SAYI
12. SAYI
13. SAYI
14. SAYI
15. SAYI
16. SAYI
17. SAYI
18. SAYI
19. SAYI
20. SAYI
21. SAYI
22. SAYI
23. SAYI
 
 
7. SAYI // MÄ°MARLIÄžIN Ä°ZÄ°NDE

DİVAN KALEMİ

Mimari, insan yaÅŸamının temel odaklarından biri olan yapıyı ve binayı  kurma, inÅŸa etme, tasarlama, ölçülerini belirleme ve güzelleÅŸtirme sanatıdır. Bir yapı ve bina yaparken, belli bir estetik, kültür, inanç, gelenek bakışıyla hareket etme tarzıdır. Ä°nÅŸayı ‘öylesine’ bir ÅŸekilde deÄŸil, bilerek, tasarlayarak, aklederek, ince ince düÅŸünerek kurma iÅŸidir. Ä°nsanın zorunlu ve fonksiyonel bir ÅŸekilde çine girmek zorunda kaldığı yapının biçimsel, iÅŸlevsel, estetik, içeriksel yönlerini belli kaidelere, anlayışlara, uygulamalara ve geleneÄŸe baÄŸlı kalarak gerçekleÅŸtirme sanatı ve bilimi olan mimari/mimarlık, toplumun ve insanın yönelimlerini, davranma biçimlerini, algılarını, yaÅŸama tarzlarını hem belirleyen hem de yansıtan bir özellik sunar. Bu yönüyle mimarlık mesleÄŸi ve sanatı, teknik özelliklerinin yanı sıra derin toplumsal, kültürel, siyasal, tarihsel ve psikolojik yönleriyle belirginleÅŸir.

Sosyoloji Divanı, yeni sayısında sosyoloji ile mimarlığı bir kavÅŸakta buluÅŸturmayı deniyor. ‘Mimarlığın Ä°zinde’ adını verdiÄŸi dosyada, insani ve toplumsal olanı mimarlığın tecrübe alanında görmeyi deniyor. Mimarinin mutlak anlamda çok yönlü bir sanat olduÄŸunu, toplumsal süreçlerle yoÄŸun bir ÅŸekilde iç içe yer aldığını, toplumsal okuma alanı olduÄŸunu dikkatlere sunuyor. Yapının ve binanın sadece inÅŸaat iÅŸi olmadığını, yapının toplumsalı anlama ve tanıma, ona yön verme ve ufuk açma gibi çok mühim iÅŸlevler sunduÄŸunu hatırlatmak istiyor.

Kentlerin, kasabaların, yapıların, binaların fütursuz bir ÅŸekilde dönüÅŸtürüldüÄŸü, yıkıldığı, garip heyulalarla yeni biçimlere ulaÅŸtırıldığı günümüzde, mimarinin sesine kulak vermenin bütün kent aktörlerinin boynunun borcu olduÄŸunu dile getirmek istiyor. Kentin, kasabanın ve köyün sadece inÅŸaat konusu olmadığını, en temel duygu, fikir, inanç ve kültür olduÄŸunu hatırlatmak istiyor.    

Mimarlık ve sosyoloji buluÅŸmasında, mimarinin toplumsal yönlerine ışık tutan makalelerden oluÅŸan dosya, Sıtkı Karadeniz’in mimarlık üzerinden gündeme getirdiÄŸi ‘usül’ tartışmasıyla baÅŸlıyor. Ömer Faruk Günenç, Mardinevleri üzerinden mahremiyet okuması gerçekleÅŸtiriyor. Erhan Berat Fındıklı, barınma kültürü tarihi içinde kübik apartman imgesini ve apartman içindeki dünyayı inceliyor. Emin Selçuk TaÅŸar, son dönemlerde cami mimarisinde tartışmalara dahil olan Çamlıca Camii’ni ihtiyaç kavramı etrafında irdeliyor. Melek Kutlu ve Halil Ä°brahim Düzenli, ortak makalelerinde Cumhuriyet Dönemi Ä°stanbul'unda camii mimarisinin farklı boyutlarını tartışıyor. Murat Åžentürk, mimarlığın ve sosyolojinin karşılaÅŸma alanı olarak kamusal mekânı yazıyor. Dosya ayrıca; Vedia Derda TaÅŸar’ın ‘Fiziksel Ä°nÅŸadan Enformasyonel Ä°nÅŸaya: Kentsel Mekânın Network Kentinde DönüÅŸümü’; Ömer Faruk Günenç’in ‘Ankara’nın Ä°nÅŸasında Bir Mimar: Arif Hikmet KoyunoÄŸlu’; Faruk TurÄŸut’un ‘Bir Åžehir DüÅŸlemek: Turgut Cansever Mimarlığı Üzerine Bir Çözümleme’; Lerzan Aras’ın ‘Yerin Ruhunun Ä°zleri: Mimarlığın Masumiyet Çağına DönüÅŸü’; Ahmet Çaycı’nın ‘Ä°slam Mimarisinde Anlam Meselesi’; Abdullah Asım Divleli’nin ‘Arap MilliyetçiliÄŸinden Yerel Kimlik Ä°nÅŸâlarına, Ä°stisnaî Bir Durum: “Ä°çerideki” Filistin KimliÄŸinin Ä°nÅŸâsı’; Aynur Can’ın ‘Mekân, Kültür ve Politika BaÄŸlamında Denizli Kent KimliÄŸi' yazılarını ihtiva ediyor.              
 
Bu sayının sohbeti, ülkemizin önde gelen mimarlarından ve yazarlarından Prof. Dr. UÄŸur Tanyeli ile gerçekleÅŸtirilmektedir. Mimarlık ve sosyoloji çalışmalarına hakim bir hoca olan Tanyeli, mimarlık, felsefe ve sosyoloji iliÅŸkilerini merkeze alan önemli hususlara dikkat çekmektedir.  

Kenar Kayıt, Ahmet Demirhan'ın yaratıcı okumalarından biriyle baÅŸlıyor. Ejder UlutaÅŸ, taÅŸra sosyolojisinde dikkat çeken toplumsal tipler yazısıyla; M. Taner Türk ise bir karşılaÅŸtırmalı edebiyat çalışmasıyla Kenar Kayıt bölümünde yer almaktadır.          

Hayat Sahnesi, dosya konusu ile ilgili yazılara ve yapı, inÅŸa, mekân okumalarına dahil olmaktadır. Hattat Fatih Özkafa, mimari ile birleÅŸen sanatlara deÄŸinmektedir. Mimar Feyza Yarar, dünya yerleÅŸme tarihinin mühim odaklarından biri olan Çatalhöyük’ü deÄŸerlendirmektedir. Seyfettin Kurt, Konya’nın özgün çarşılarından biri olan Saray Çarşısı; Köksal Alver, bir cadde örneÄŸi olarak Hürriyet Caddesi; Zeki Saka, ahÅŸap ev; Feyzeddin Aytepe ise Kütahya’nın hanlarından biri olan Kabadayı Hanı yazılarıyla mimarlık ve sosyoloji iliÅŸkisini merkeze almaktadır.    
 
Kitaplık bölümü, mimarlık ve kent okumalarını merkeze alarak okumayı, okunanlar üzerine yazmayı, kitaplar üzerinden farklı tartışmalar açmayı cesaretlendiren kitap analizlerine yer vermektedir.    

Selam ile...

İÇİNDEKİLER

5 DÄ°VAN KALEMÄ° | Editör    
 
DOSYA: MÄ°MARLIÄžIN Ä°ZÄ°NDE  
 
9 Sıtkı Karadeniz | “Usul”ü Yöntemin Öznesi Kılmak: Bir Kavramsal Ä°z Sürme Denemesi    
23 Ömer Faruk Günenç | Bir Mitolojik "Yapı": "Mardin Evi"nde Mahremiyet       
37  Erhan Berat Fındıklı | Türk Romanında Barınma Kültürü, Kübik Apartman Ä°mgesi ve Toplumsal Cinsiyet (1930-1945)    
71 Emin Selçuk TaÅŸar | Ä°htiyaç Kavramının Mekân PolitiÄŸi: Çamlıca Camii ÖrneÄŸi    
89 Melek Kutlu - Halil Ä°brahim Düzenli | Cumhuriyet Dönemi Ä°stanbul’unda Cami Mimarisi    
109 Murat Åžentürk | Mimarlığın ve Sosyolojinin KarşılaÅŸma Alanı Olarak Kamusal Mekân    
127 Vedia Derda TaÅŸar | Fiziksel Ä°nÅŸadan Enformasyonel Ä°nÅŸaya: Kentsel Mekânın Network Kentinde DönüÅŸümü        
137 Ömer Faruk Günenç | Ankara’nın Ä°nÅŸasında Bir Mimar: Arif Hikmet KoyunoÄŸlu    
155 Faruk TurÄŸut | Bir Åžehir DüÅŸlemek: Turgut Cansever Mimarlığı Üzerine Bir Çözümleme    
171 Lerzan Aras | Yerin Ruhunun Ä°zleri: Mimarlığın Masumiyet Çağına DönüÅŸü       
189 Ahmet Çaycı | Ä°slam Mimarisinde Anlam Meselesi    
203 Abdullah Asım Divleli | Arap MilliyetçiliÄŸinden Yerel Kimlik Ä°nÅŸâlarına, Ä°stisnaî Bir Durum: “Ä°çerideki” Filistin KimliÄŸinin Ä°nÅŸâsı  
219 Aynur Can | Mekân, Kültür ve Politika BaÄŸlamında Denizli Kent KimliÄŸi    
 
SOHBET  
233 UÄŸur Tanyeli ile SöyleÅŸi: Toplumsallık Üretim Biçimi Olarak Mimarlık    
 
KENAR KAYIT    
247 Ahmet Demirhan | GöbeÄŸini Kaşıyan Adamın Psikanalizi I: Türklük ve Melankoli      
279 Ejder UlutaÅŸ | TaÅŸradan Ä°nsan Manzaraları          
311 M. Taner Türk | Patricia Melo’nun “Inferno Rio Cehennemi” ve Aslı ErdoÄŸan’ın “Kırmızı Pelerinli Kent” Adlı Eserlerinde Åžehir ve Suç    
   
HAYAT SAHNESÄ°       
327 Fatih Özkafa | Mimaride BuluÅŸan Sanatlar       
329 M. Feyza Yarar | Çatalhöyük    
337 Seyfettin Kurt | Åžehrin Çeyiz Sandığı: Saray Çarşısı        
343 Köksal Alver | Hürriyet Caddesi      
349 Zeki Saka | AhÅŸap Ev -YaÅŸanmış Zaman Numunesi IV: Mekân/Ev-          
365 Feyzeddin Aytepe | Kütahya’da Bir Han: Kabadayı Hanı           

KÄ°TAPLIK
371 Hüseyin Özil | Mimarlığı Görebilmek    
375 Salim Danış | Üç Habitus    
379 Tuba Duman | Ömrüm Ankara    
383 Ä°brahim Nacak | Åžehir Hakkı    
391 Bedir Sala | Oyuk Topraklar: Ä°srail’in Ä°ÅŸgal Mimarisi       
   
401 ÖZETLER    
   
416 YAZARLAR

  
DOSYA

“Usul”ü Yöntemin Öznesi Kılmak: Bir Kavramsal İz Sürme Denemesi

Sıtkı KARADENİZ

Bu metin, esasında, “bozma” ve “kurma” pratikleri olarak yüzeye çıkan “tereddüd” ve “tekerrür” yönsemelerini/temayüllerini, “usûl” kavramının kaba bir soy kütüÄŸü ile edimselleÅŸtirme çabası olarak konumlanmıştır. Kavramın, “Ä°slamî Ä°limler” içerisinde doÄŸuÅŸ koÅŸullarından, geçirdiÄŸi evrelere ve modern zamanlara, özellikle de mimarî alana taşınma biçimlerine odaklanmıştır. Böylece bir epistemenin içerisinde ÅŸekillenen ve bu epistemeyi üreten öznelerin, “temel gösteren” olarak Kitab/vahy/asl ile kurdukları metafizik bağın, bir modern pozitif episteme ile karşılaÅŸma sürecinde kopuÅŸuna ÅŸahit olunmaktadır. Bugün, kavramla kurulan iliÅŸki biçiminin, onun icadı ve ÅŸimdi arasındaki mesafenin henüz sorunsallaÅŸtırılamayışının bir tezahürü olduÄŸu ve bunun da, kavramın iliÅŸkilendiÄŸi/merkezini oluÅŸturduÄŸu “Ä°slamî Ä°limler”in kendilerinin de üretilme biçimlerini belirlediÄŸi söylenebilir. Anahtar Kelimel

Bir Mitolojik "Yapı": "Mardin Evi"nde Mahremiyet

Ömer Faruk GÖNENÇ

Fiziksel çevrenin ve tarihi belgelerin kusursuz temsil araçları olarak görülmesi, historiyografik olarak problemli bir duruma iÅŸaret eder. Konuta, geçmiÅŸe, mahremiyete ve medeniyete iliÅŸkin kurgular, temsil ettiÄŸini düÅŸündüÄŸü geçmiÅŸi yansıttığına dair inançla var olur. Bu inançla kurulan tarih anlatıları, söz konusu baÄŸlam mahremiyet olunca, gündelik yaÅŸama temas etmeyi denemez. Bu çalışma, 19. yüzyıl Mardin özelinde, Osmanlı dönemi mahkeme kayıtlarını araçsallaÅŸtırmayı deniyor. Bu çaba, aynı zamanda metinsellik ve görsellik olarak ele alınan iki farklı mecrayla birlikte düÅŸünerek, “Mardin Evi”ne yüklenen mahremiyet kodlarını sorunsallaÅŸtırıyor.

Türk Romanında Barınma Kültürü, Kübik Apartman İmgesi ve Toplumsal Cinsiyet (1930-1945)

Erhan Berat FINDIKLI

Bu makale, Erken Cumhuriyet Dönemi edebiyatının sınırlı bir kesitinde, Yakup Kadri’nin Ankara, Peyami Safa’nın Cumbadan Rumbaya, Halide Edib’in Tatarcık ve Suat DerviÅŸ’in Fosforlu Cevriye romanlarında modern/kübik mimarlığın, barınma kültürü ve toplumsal cinsiyet kodlarının nasıl ele alındığı, algılandığı, kurgulandığı ve inÅŸa edildiÄŸi sorularına cevap aramakta, asri hayat imgesinin mekân ve gündelik yaÅŸam pratikleri üzerinden oluÅŸum, üretim ve tüketim süreçlerini edebiyat, mimarlık ve kültür sosyolojisi baÄŸlamında açımlamakta ve sorunsallaÅŸtırmaktadır. 

İhtiyaç Kavramının Mêkan Politiği: Çamlıca Camii Örneği

Emin Selçuk TAŞAR

Bu çalışma, ihtiyaç kavramı ve mekân politikasının iliÅŸkiselliÄŸinde, Çamlıca Camii hakkında üretilmiÅŸ olan söylemleri analize tabi tutmaktadır. Kantitatif, kapatıcı ve homojenize eden bir kavram olarak köÅŸe yazılarında ele alınan ihtiyaç kavramının iliÅŸki aÄŸlarını ortaya koyarak, kavramsal anlam kaymalarını ve sızmalarını açığa çıkarmayı arzulamaktadır. Fiziksel gerçekliÄŸin, günümüz dünyasında, mekân politikası kavramsallaÅŸtırması baÄŸlamında evirildiÄŸi noktanın düÅŸsel olduÄŸunu vurgulamaktadır. Nesnenin veya mimarlığın pratiklerinin, insana tahakkümde bulunamayacağına dair üretilecek bilgi ancak bir yanılsamadır. 

Cumhuriyet Dönemi İstanbul'unda Cami Mimarisi

Melek KUTLU-Halil Ä°brahim DÃœZENLÄ°

Ä°stanbul Cumhuriyet öncesi Osmanlı cami stoÄŸunun büyük ve önemli bir kısmına sahip olması bakımından kayda deÄŸer bir veri havuzudur. Cumhuriyetle birlikte baÅŸkentin deÄŸiÅŸmiÅŸ olması, bu önemini kaybettirmemiÅŸ, aksine, ekonomik ve toplumsal çeÅŸitliliÄŸi ile devam eden merkeziliÄŸi bütün imar süreçlerinde önemli bir mekân olmasını saÄŸladığı gibi, cami mimarisinde de geniÅŸ ve çeÅŸitli sayıda örneklere sahip olmasını kolaylaÅŸtırmıştır. Nüfusunun niteliksel ve niceliksel deÄŸerleri sebebiyle her deÄŸiÅŸime farklı ve kapsamlı algılarla cevap vermesi, cami mimarîsinin deÄŸiÅŸimindeki bütün aktörlerin bu coÄŸrafyada nüfuzunu etkin biçimde devam ettirmesi, dahası geçmiÅŸten bugüne kadar bir prestij mekânı olarak kabul görülmesi cami mimarisinin dikkatle izlendiÄŸi bir metropol olmasını saÄŸlamaktadır.

Mimarlığın ve Sosyolojinin Karşılaşma Alanı Olarak Kamusal Mekân

Murat ÅžENTÃœRK

Bu çalışmada kente iliÅŸkin akademik çalışmalar yürüten iki disiplinin kentsel mekândaki karşılaÅŸma noktası ele alınmaktadır. Mimarlık daha çok uygulama boyutuyla öne çıkarken, sosyoloji ise kentte yaÅŸanan deÄŸiÅŸimleri tüm yönleriyle anlamaya ve açıklamaya çalışarak kuramsal açıdan bir birikim oluÅŸturmaktadır. Mimarlık tekil düzeyde yapı üretimi olarak deÄŸerlendirilse de kentin bütününde olup bitenlerle de yakından ilgilenmektedir. Mimarlığın bu ilgisinin kamusal mekâna iliÅŸkin kaygılarından kaynaklandığı söylenebilir

Fiziksel İnşadan Enformasyonel İnşaya: Kentsel Mekânın Network Kentine Dönüşümü

Vedia Derda TAÅžAR

Bu çalışma 21. Yüzyılda yeni bir kentleÅŸme biçimi olarak görülen network kenti çerçevesinde kentsel mekânı sosyal ve fiziksel karakterleriyle teorik olarak incelemeyi hedeflemektedir. Çalışmada ana husus olarak network kentinin bilgi yönetimine baÄŸlı yapısının kentsel mekânın varoluÅŸ sürecinde önemli bir etkiye sahip olduÄŸu tartışılmaktadır. Bu baÄŸlamda, network kentinde mekân, fiziksel ve sosyal sınırlar yerine semboller, imajlar ve iÅŸaretlerden oluÅŸan bir bilgi kümesi içerisinde deÄŸerlendirilir. Ayrıca network toplumunun mekânla iliÅŸkisi teknoloji, kimlik, küreselleÅŸme ve aidiyet kavramları açısından incelenir.

Ankara'nın İnşasında Bir Mimar: Arif Hikmet Koyunoğlu

Ömer Faruk GÖNENÇ

Bu çalışma, metinsellik ve görsellik gibi birbiri ile iliÅŸkisi gerilimli olan iki alan özelinde mimar Arif Hikmet KoyunoÄŸlu’nu tartışmaya açmayı hedefliyor. Ankara’nın kuruluÅŸ yıllarında aldığı pozisyonu, milliyetçilik baÄŸlamında ürettiÄŸi yapılarla ve çeÅŸitli zamanlarda yayınladığı mimarlık yazılarıyla beraber yeniden anlamlandırmak istenilmektedir. Çocukluk ve gençlik yıllarını sefalet içerisinde geçiren bir bireyin, Ankara’ya taşındıktan sonra kısa bir zamanda Cumhuriyet elitleri sınıfına yükseliÅŸi dikkat çekmektedir. Aynı zamanda toplumsallığı biçimlendiren bir dispozitif olarak mimarlığa temsiliyet alanında yüklenen anlamları, mimarın metinlerinde ve yapılarında aramak anlamlı duruyor. 

Bir Şehir Düşlemek: Turgut Cansever Mimarlığı Üzerine Bir Çözümleme

Faruk TURÄžUT

Mimari, insanın varlık ile münasebetini düzenleme uÄŸraşı olarak tanımlanmaktadır. Bu haliyle, insanlığın baÅŸlangıcından beri var olmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde, mimari de yaÅŸanan geliÅŸmelere, dönüÅŸümlere kayıtsız kalmayarak diÄŸer insani uÄŸraÅŸlar gibi deÄŸiÅŸim geçirmiÅŸtir. Modern dönemde kökten sarsılan insanvarlık ile ruh-beden iliÅŸkisinin yankıları mimarinin amaçlarında da karşılık bulmuÅŸtur. Ä°nsan, toplum, düzen, mutluluk gibi kavramlar mimarinin alanından tasfiye edilmiÅŸtir. Bu çalışmada, öncelikle bir mimar ve aynı zamanda bir entelektüel olarak Turgut Cansever’in mimari felsefesi ile bu felsefenin neÅŸet ettiÄŸi düÅŸünsel etmenler ele alınacaktır. Bugünkü durumun müsebbibi olan ve Cansever’in felsefesinin deÄŸerini aÅŸikar eden Batı mimarisine yönelik eleÅŸtirileri irdelenecektir

Yerin Ruhunun İzleri: Mimarlığın Masumiyet Çağına Dönüşü

Lerzan ARAS

Mimarlık uzun yıllardır kapitalist sistem, tüketim ve aşırı teknoloji kullanımı arasında kaybolan ruhunu arıyor. Kullanıcı ise ÅŸaşırtıcı, çok etkileyici tasarımlardan yıllardır çok etkilenmekle birlikte artık gündelik yaÅŸamda daha sade, daha fonksiyonel, daha ruhuna uygun bir ortam arıyor. Dünyanın genel durumu ise, doÄŸal kaynakların azalması ve savaÅŸlarla zaten oldukça zor görünüyor. Uzun zamandır siyaset bilimcilerin, sosyologların ve coÄŸrafyacıların ilgi alanında olan çarpık kentleÅŸme ve sorunları, çok baÅŸka bir noktadan mimarların da sorumluluk alanına girdi: Etnik milliyetçi ve dini çatışmaların merkezinde kalan kentlerde yaÅŸananlar, kullanıcı profilinde deÄŸiÅŸim, gündelik yaÅŸam gereksinimlerinin farklılaÅŸması, nüfus artışına ters yönde duraÄŸan hale gelen ekonomi ve doÄŸal kaynakların gitgide tükenmesi mimarı içinde bulunduÄŸu sanal, temsili ve doÄŸadan kopuk halden çıkmaya itti. 

Ä°slam Mimarisinde Anlam Meselesi

Ahmet ÇAYCI

Bu çalışmanın sınırları Ä°slam sanatı ve Ä°slam mimarisi baÄŸlantılı boyuttan oluÅŸmaktadır. AraÅŸtırmada mimari ile irtibat halinde olan bilim dalları arasındaki iliÅŸki ifÅŸa edilmiÅŸtir. Sonraki kısımda mimarinin geometri ile olan felsefi ve form iliÅŸkisi teorik tarzda irdelenmiÅŸtir. Ayrıca mimariye baÄŸlı olarak ÅŸekillenen tezyini unsurların da anlam daÄŸarcığına katkıları söz konusu olması sebebiyle buraya dahil edilmiÅŸtir. Böylece Ä°slam sanatına ve mimarisine doÄŸrudan etki eden faktörler kısaca ele alınmıştır

Arap Milliyetçiliğinden Yerel Kimlik İnşâlarına, İstisnaî Bir Durum:

Abdullah Asım DİVLELİ

Bu metin, ikinci dünya savaşı sonrası dönemde inÅŸa edilen Arap ulus devletlerinin savaÅŸ öncesi dönemde sahip oldukları Arap milliyetçiliÄŸi fikrinden, yerel kimlik inÅŸalarına yönelimlerini anlatmaya çalışacaktır. Arap coÄŸrafyasındaki ulusallaÅŸma hareketlerinde farklı üretim ve temsil araçları ile beraber mimarlıkta aktif ÅŸekilde kullanılmıştır. Ä°dari yapıların iktidar ve güce sahip olma biçimleri mimari araçların kullanım ve temsiliyet nispetlerini belirlemiÅŸtir. UluslaÅŸma döneminde Mısır, Irak ve Ürdün inÅŸa edici iktidarlara sahipken Filistin Uluslararası Hukuk’taki belirsizliÄŸi nedeniyle devlet olmanın cüzi gerekliliklerini yerine getirememiÅŸ, dolayısıyla devletin ulusu deÄŸil ulusun devleti inÅŸa ettiÄŸi bir örnek olmuÅŸtur.

Mekân, Kültür ve Politika Bağlamında Denizli Kent Kimliği

Aynur CAN

Bu makale çalışması, tekstil özelinde sanayi ve hizmetler sektöründe iddialı bir geliÅŸme gösteren ve alt yapı geliÅŸimini büyük ölçüde tamamlayan Denizli kentinin kimliÄŸi ve kültürü üzerine odaklanmaktadır. Öncelikle ilgili kavramlar açıklanmaktadır. Ardından, Denizli kent kültürünü üreten ve bugüne taşıyan tarihsel ve toplumsal var oluÅŸ pratiÄŸi, kültürel perspektiften okunmaya çalışılmaktadır. Kentin kimliÄŸinin doÄŸru olarak okunmasında ve yeniden üretilmesinde tarihi ve kültürel mirasın önemi ve özgülüÄŸüne dikkat çekilerek, kentin bugünü ve geleceÄŸine yönelik, yerel yönetimlere eleÅŸtiri ve öneriler geliÅŸtirilmektedir.
SOHBET

Uğur Tanyeli İle Söyleşi: Toplumsallık Üretim Biçimi Olarak Mimarlık

Mimarlığın toplumsallığı vareden, kuran pratiklerden biri olduÄŸunu söyleyebilirim. Toplumsallık insanlar arası iliÅŸkilerle, siyasetle, ekonomik etkinliklerle, inançla, yazılı sözlü ürünlerle kurulduÄŸu gibi, mekân üreterek ve inÅŸai etkinlikler gerçekleÅŸtirerek de kuruluyor. Tabii ki, teknolojik, düÅŸünsel, gündelik vb. pratiklerle de kuruluyor. Dolayısıyla, “klasik” denebilecek anlatılarda ortaya konulduÄŸunun aksine, mimarlık toplumsallıktan etkilenir ve toplumu etkiler gibi bir argüman benim için anlamlı deÄŸil. Toplumsallık soyut bir gerçeklik deÄŸil; tüm beÅŸeri ve bireysel etkinliklerin toplu adından baÅŸka bir ÅŸey sayılamaz. Onun için toplumsallık bir tarafta, diÄŸer insani pratikler öte tarafta diye düÅŸünemeyiz. Bunun gündelik yaÅŸamdaki anlamı ÅŸu: ÖrneÄŸin, “bugün içinde yaÅŸadığımız konutlar bizim toplumsallığımıza, kültürümüze uygun deÄŸil; biz bu evleri, bu kentleri kendimizin bilmiyoruz” gibi ifadeler içeriksizdir
KENAR KAYIT

Göbeğini Kaşıyan Adamın Psikanalizi I: Türklük ve Melankoli

Ahmet DEMÄ°RHAN

Bu makalede Türkiye’de yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan popüler kültür üzerinden tanımlanan bir ‘iktidar’ ve bu iktidarın psiÅŸik yapılarına dair bir bakış açısının eleÅŸtirel bir okuması yapılmaktadır. Sözkonusu iktidar ve psiÅŸik hayatı, yararlanılan Butler ya da Althusser gibi teorisyenlerde olduÄŸunun aksine, henüz gelmemiÅŸ, oluÅŸmamış bir ‘özne’nin sanki bir evresi gibi deÄŸerlendirilmekte ve sözkonusu ‘özne’ de kendisini ondan bağımsızlaÅŸtırılarak var olmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla Türklük adı verilen bu ön evre, sanki sözkonusu öznenin içinden çıkacağı ve kendisine özgü ulusal huzursuzluklardan kurtularak uygarlığın huzursuzluÄŸuna adım atacağı bir yatak haline büründürülmektedir.

Taşradan İnsan Manzaraları

Ejder ULUTAÅž

Merkez ve çevre/taÅŸra kavramları bir toplumu anlamada önemli kavramlardır. Bu kavramlar, sosyolojik manada, sadece bir coÄŸrafi alanı anlatmamakta ayrıca kültürel bir ayrışmayı da ifade etmektedir. Toplumsal iliÅŸkiler, bu farklılıklar ve benzerlikler temelinde inÅŸa edilmektedir. Dolayısıyla merkezin ve taÅŸranın inÅŸa ettiÄŸi roller, iliÅŸkiler birbirinden farklılık arz etmektedir. Özellikle hem merkezin hem de taÅŸranın kamusal ve özel yaÅŸamında farklı toplumsal tiplere tesadüf edilmektedir. Bu baÄŸlamda, toplumsal tipler bir mekânı ve kültürü anlamada birer anahtar görevi görmektedirler. Bu çalışmada taÅŸranın gündelik yaÅŸamında önemli bir yer tutan birkaç toplumsal tip üzerinde durulmaktadır. Deli, ihtiyar, genç, esnaf ve memur tipleri irdelenmektedir. Güncel ve gündelik kültürde bu tipolojik figürler ele alınmaktadır. 

Patricia Melo'nun

M. Taner TÃœRK

“Inferno Rio Cehennemi” adlı romanda baÅŸkarakter Kingie ve diÄŸer karakterler ülkemizdeki gecekondulara benzer sosyo-ekonomik olarak alt düzeyde yer alan kiÅŸilerin yaÅŸadığı favelalarda hayatlarını sürdürürler. Burada genellikle uyuÅŸturucu ve kaçak silah ticareti, güvenlik kuvvetleriyle çatışma, fuhuÅŸ, soygun ve kaçak elektrik kullanımı gibi yasal olarak suç kabul edilen eylemler kanıksanır. Dışarıdan esenliksiz bir yer izlenimi bırakan favelalar, içinde yaÅŸayanlar için kendilerini huzurlu hissettikleri bir uzamdır. 
HAYAT SAHNESİ

Mimaride BuluÅŸan Sanatlar

Fatih ÖZKAFA

Ä°slâm medeniyetinin tecessüm ettiÄŸi ana unsurlardan biri camidir. Önemli Ä°slâm ÅŸehirlerinin yerleÅŸim düzenine baktığımızda caminin merkezi bir rol üstlendiÄŸi hemen fark edilebilir. Åžehrin siyasi, dini, sosyal ve ticari hayatı caminin etrafında ÅŸekillenmiÅŸtir. Cami ise mimarisinden ince sanatlara kadar bütün estetik versiyonları üzerinde cem’eden bir yapıdır. Bu anlamıyla “cami” kelimesini sadece “cemaat”i toplayan, bir araya getiren yapı olarak deÄŸil, “Ä°slâm sanatlarını bir arada bulunduran, ihtiva eden yapı” olarak da deÄŸerlendirebiliriz. 

Çatalhöyük

M. Feyza YARAR

Burdur’un Hacılar köyü’nde takvimler 1956 yılını gösterirken, Åževket Çetinkaya her zamanki gibi tarlasında çalışmaktadır. Tarladaki yuvasından boynunda bir kolye ile çıkan köstebeÄŸi gören köylü, bu çevik hayvanın arkasından koÅŸarken, köstebek yuvasına giriverir ve deniz kabuklarından yapılmış olan kolye yuvanın dışında kalır. Kolyenin peÅŸine düÅŸen Åževket, bölgeyi elleriyle kazmaya baÅŸlayınca Ana Tanrıça heykelciklerine rastlar. Buldukları nesneleri köyün öÄŸretmenine götürüp gösterse de ne olduklarını bilmedikleri ama eski olduÄŸundan emin olduklarından 100-150 km ötede kazı yapan Ä°ngiliz arkeoloÄŸa götürürler

Şehrin Çeyiz Sandığı: Saray Çarşısı

Seyfettin KURT

Saray çarşısının inÅŸaatına 1948 yılında baÅŸlanmış. O zaman ki inÅŸaat teknolojisi ve o zaman ki imkânlarla sadece temelinin kazılması iki sene sürmüÅŸ. 1951 yılında iki katlı bir pasaj olarak hizmete girmiÅŸ. Konya’nın ilk kapalı pasajı. Saray çarşısının olduÄŸu yerde eskiden zincirli han varmış. Zincirli handan önce de, arif efendi vakfı olduÄŸu söyleniyor. Hatta bu konuda çarşının sahipleriyle vakfın varisleri arasında bir mahkeme süreci de yaÅŸanmış. 

Hürriyet Caddesi

Köksal ALVER

Hürriyet Caddesi, Ä°stanbul/Bahçelievler ilçesi Åžirinevler semtinde, Hürriyet Mahallesi’nde yer alan, mahallenin merkez aksını meydana getiren iki kilometre uzunluÄŸunda bir caddedir. SaÄŸlı sollu iki yanında sıralanan 52 sokak bulunan cadde, uzun bir dikdörtgeni andırmaktadır. Dar ve uzun sokaklar gibi cadde de her iki yanda sıralanan orta yükseklikteki binalarla belli bir mekânsal biçime ulaÅŸmaktadır. Okul, cami, Kur’an Kursu, muhtarlık, saÄŸlık ocağı gibi kurumların yanı sıra daha çok apartmanlar, iÅŸ hanları, dükkânlar, atölyelerle ÅŸekillenen bir özelliÄŸe sahiptir. 

Ahşap Ev- Yaşanmış Zaman Numunesi IV: Mekân/Ev-

Zeki SAKA

Ev, tarihin her döneminde var. Hz. Adem’in yeryüzüne koyduÄŸu taÅŸtan bu yana arada kalan her ne varsa, müstakil evlere, apartmanlara, gökdelenlere, stüdyo dairelere kadar hep ev yapıyoruz. Evin zamanla ÅŸekli ÅŸemaili deÄŸiÅŸirken manası da deÄŸiÅŸiyor. Bırakın o deÄŸiÅŸen manayı anlamayı, yapı ÅŸeklinin zaman içinde geçirdiÄŸi deÄŸiÅŸimi anlatmaya çalışmak bile baÅŸka bir gayreti gerektiriyor.

Kütahya'da Bir Han: Kabadayı Hanı

Feyzeddin AYTEPE

Tarihsel olarak Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde önemli bir yere sahip olan hanlar gerek toplumsal iÅŸlevi gerek kültürel iÅŸlevi sebebiyle önemli bir yere konumlanmıştır. Han Ticaretin yanında yolcuların ve geceyi emniyet içerisinde geçirmek isteyenlerin uÄŸrak yeridir. Bu yönüyle han aynı zamanda hem misafirhane, hem de pazar olan önemli bir mimari yapıdır. Bu yapılar ilk zamanlarda ticari ve konaklama olarak karşımıza çıkmaktadır. Ticari hanlar “bir ÅŸehir hayatı hususiyeti olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tip hanlar Osmanlılara gelinceye kadar gözükmeyen bir tarzdır. Ve bir yenilik olarak ortaya çıkar. ”1 Bu hanların önemli özelliklerinden birisi de sahiplerinin adlarıyla anılmasıdır. 
KİTAPLIK

Mimarlığı Görebilmek

Hüseyin ÖZİL

Ä°nsanoÄŸlu dünyaya ayak bastığından beri yeryüzü çeÅŸitli gayelerle mamur edilme uÄŸraşısı içinde. Bu nedenle asırlar boyu yeryüzündeki inÅŸa süreci artan hızda sürmeye devam etmektedir. Saraylar, evler, köprüler, hanlar, parklar, statlar, bahçeler, arenalar, stadyumlar ve daha ismi zikredilmeyen pek çok yapı insan aklının ürünleri olarak yeryüzünün boÅŸluklarını biçimlendirmektedir. Ä°nsanın etken davranışı neticesinde vücut bulan yapılar kendini göstermeye baÅŸladığı andan itibaren çevresine tesir etmektedir. Yapıların insanlar üzerindeki tesirleri ise oluÅŸumuna katıldıkları mekânlarda belirmektedir. 

Üç Habitus

Salim DANIÅž

Jale N. Erzen, Üç Habitus: Yeryüzü, Kent, Yapı isimli çalışmasında insanın var olduÄŸu, içinde varlığını inÅŸa ettiÄŸi yeryüzü, kent ve mimari yapıların insan ile iliÅŸkilerini konu edinmiÅŸtir. Çalışmasında konuya sosyolojik açıdan ziyade mimari açıdan fenomenolojik bir yaklaşımla baktığını, insanın varlığını farklı halleriyle farklı mekânlarda ikamet olarak yorumladığınısöylemektedir. Erzen bu bakımdan habitus kavramını kullanırken, Bourdieu’dan atıfla insanın bir sınıfa, gruba ait olmasından önce bir yere ait olduÄŸunu, bu nedenle sosyal sınıfın deÄŸil, sosyal mekânın belirleyici olduÄŸu düÅŸüncesinden hareket etmiÅŸtir. Kitabın bazı bölümleri Erzen’in çeÅŸitli konferans ve makalelerinin derlemelerinden oluÅŸmuÅŸ büyük bir bölümü ise bu çalışma için yazılmıştır.  

Ömrüm Ankara

Tuba DUMAN

Türkiye Yazarlar BirliÄŸi Vakfı kurucularından olan yazar D. Mehmet DoÄŸan, doÄŸup büyüdüÄŸü memleketi Ankara’yı anlattığı kitabı Ömrüm Ankara’yı bu mısralarla örmüÅŸ adeta. Her bir mısrayı bir bölüm başına koymuÅŸ, bu mısraların konularına göre iÅŸlemiÅŸ, dolayısıyla Ankara’nın ve kitabın iskeletini hatta özünü Hacı Bayram-ı Veli’ye dayandırmıştır.  

Şehir Hakkı

Ä°brahim NACAK

Henri Lefebvre, son zamanlarda mekân, kent ve gündelik hayat üzerine eserleri çevrilen önemli düÅŸünürlerden birisidir. Alanında temel eser olarak kabul edilen ve yakın zamanda Türkçeye kazandırılan pek çok eserini 1945- 1975 yılları arasında kaleme almıştır. ÖrneÄŸin Gündelik Hayatın EleÅŸtirisi, 1947 yılında kaleme alınmış, 2012 yılında Türkçeye çevrilmiÅŸtir. Kentsel Devrim (1970) ve Mekânın Üretimi (1974) kitapları ise 2013 yılından sonra çevrilmiÅŸtir. Çevirisi en güncel eseri ise Åžehir Hakkı (1968)’dır. Adı geçen bu eserleri “Kentsel” yazı dizisi ile Türkçeye kazandıran Sel yayıncılığa ve çevirilerin çoÄŸunda katkısı olan Işık Ergüden’e haklarını teslim etmek gerekiyor. 

Oyuk Topraklar: Ä°srail'in Ä°ÅŸgal Mimarisi

Bedir SALA

Ä°srail’in Filistin iÅŸgalini anlatmak ve sınırlarını nasıl geniÅŸlettiÄŸini göstermek için internette veya matbu yayınlarda sık sık kullanılan bir harita vardır. Filistin sorununun mahiyetini anlatan en net görsellerden biri olan bu harita, Ä°srail devleti ile Filistinli yerleÅŸimcilere ait coÄŸrafi alanın sınırlarının 1947’den günümüze nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸini anlatan popüler bir ikona dönüÅŸmüÅŸtür. Batısında Akdeniz’in, doÄŸusunda Suriye ve Ürdün’ün, kuzeyinde Lübnan’ın, güneyinde Sina çölünün ve kalbinde de Kudüs’ün yer aldığı Filistin bölgesinin savaÅŸlarla, katliamlarla ve tehcirlerle geçen yarım yüzyılı aÅŸkın hikayesini de anlatan bu haritanın ilk hali 1947 öncesi dönemi göstermektedir. 

Vadi-i Meram

Gülhan Tuba ÇELİK

Mayıs 2016’da Çizgi Kitabevi Yayınları’ndan çıkan Vadi-i Meram, kadim zamanların hatıralarını baÄŸrında saklayan ÅŸirin ve yeÅŸil bir köÅŸenin kitabı olarak karşılıyor bizi. DeÄŸirmenlerden pınarlara, daÄŸlardan efsanelere, futbol kulüplerinden mekteplere, mezarlıklardan düÄŸün geleneklerine, eski evlerden yayla yaÅŸantılarına kadar uzanan 221 sayfalık bu kitap, okurunu geniÅŸ bir yelpazede gezintiye çıkarıyor. 
 
Tüm Sayılar
Sosyoloji Divanı Kitaplığı
Basında Biz
Duyurular
Formlar
Satış Noktaları