TR
 
EN
 
Hakkında | Amaç ve Kapsam | Etik İlkeler ve Yayın Politikası | Yazım Kuralları | Değerlendirme Süreci | Editör, Yayın ve Danışma Kurulu | Dizin | İletişim
 
1. SAYI
2. SAYI
3. SAYI
4. SAYI
5. SAYI
6. SAYI
7. SAYI
8. SAYI
9. SAYI
10. SAYI
11. SAYI
12. SAYI
13. SAYI
14. SAYI
15. SAYI
16. SAYI
17. SAYI
18. SAYI
19. SAYI
20. SAYI
21. SAYI
22. SAYI
23. SAYI
 
 
15. SAYI // KÃœLTÃœREL Ä°KTÄ°DAR

DİVAN KALEMİ

Kültürden bahsedildiÄŸinde bütün sosyal bilimciler kendilerini hayatları boyunca uÄŸraÅŸtıkları en karmaşık kavramlardan biriyle baÅŸ baÅŸa bulurlar. Kültür, tanımlanması zor, ele avuca sığmaz bir kavramdır ve bulaÅŸtığı diÄŸer kavramlara da bu özelliÄŸini süratle aktarır. EklemlendiÄŸi kavramları da kendi kaderiyle yoldaÅŸ kılar. Dünyada ve Türkiye’de kültür ve iktidar kavramları yan yana geldiÄŸinde anlaşılanların çok çeÅŸitlilik göstermesi de kültürün ‘ne’liÄŸine iliÅŸkin tanımların ve kavrayışların çeÅŸitliliÄŸinin bir sonucu olarak görülebilir.
 
Kültür ve iktidarın birbirine sarmalanmış yapısı gündem oluÅŸturucu bir yapı arz ediyor. Türkiye’nin hareketli ve hararetli gündeminin derinlerinde kültür ve iktidar iliÅŸkisi varlığını hissettirmektedir. Son dönemde farklı mecralarda dillenen bu tartışma “kültürel iktidar” nitelemesiyle gün yüzüne çıktı. Kültür ve iktidar meselesi, özellikle ‘kültürel iktidar’ kavramı sınırlarında farklı biçimlerde tartışılmaktadır. Siyasal iktidarın yanı sıra kültürel iktidar biçiminden söz edilmektedir. Kültür bir iktidar kurma, bir hegemonya oluÅŸturma alanı olabilir mi? “Kültür ve iktidar” kavramları hangi zeminde bir araya gelebilir? Kültürel bir iktidar var ise etki gücü ve alanı nedir? Bu iktidar biçimi nerelerde soluk alıp verir? Bu türden sorular etrafında dönen dinamik bir tartışmaya ÅŸahitlik etmekteyiz. Kültür ve iktidar gibi geniÅŸ kapsamlı kavramlar etrafında dönen tartışmalar tarihsel bir boyut da kazanarak derinleÅŸmektedir. Önümüzdeki süreçte ise güncelden kaynaklanan birçok meselenin temelde “kültürel iktidar” meselesine dayanması ve bu düzlemde tartışılması muhtemel görünüyor. Bu doÄŸrultuda dergimizin on beÅŸinci sayısı hem farklı baÄŸlamlar üzerinden hem de farklı perspektiflerden “kültürel iktidar” konusunu merkeze alıyor.
 
On beÅŸinci sayının dosyasında temelde iki boyut üzerinden konuya yaklaşılmaktadır. Öncelikle kültürel iktidarı kavramsal, kuramsal ve temel tartışmalar düzleminde ele alan metinlerle konunun temellendirilmesi hedefleniyor. Öte yandan farklı alanlarda yürütülen incelemeler üzerinden meselenin nerelere doÄŸru dallanıp budaklandığı gün yüzüne çıkarılmak isteniyor. GiriÅŸ yazısında Hüseyin Çil, kavramsal ve kuramsal boyutlarıyla kültürel iktidar tartışmasının boyutlarını ortaya koyuyor. Mehmet UÄŸraÅŸ’ın yazısı kültür, ideoloji ve iktidar iliÅŸkilerini sorguluyor. Meselenin çok önemli bir yönünü oluÅŸturan psikolojik boyutu Gökhan Arslantürk irdeliyor. Ertan Özensel’in yazısı ise kadrajı biraz daha geniÅŸleterek modernlik tecrübesinin ürettiÄŸi kültürel iktidar formuna deÄŸiniyor. “Kültürel Ä°ktidarı Hatırlamak” baÅŸlıklı yazısıyla Faruk Karaarslan tartışmaların kökenine iliÅŸkin tespitlerde bulunarak tartışmaların seyrine iliÅŸkin eleÅŸtirel bir dikkat sunuyor. Ercan Yıldırım, meselenin odağında bulunan entelektüeller ve entelektüel alanla ilgili kültürel iktidar baÄŸlamında eleÅŸtirel bir deÄŸerlendirme yaparak küresel bir kültürün istilasına karşı teyakkuza davet ediyor. Son dönemde kültür politikalarının görünen yüzü olarak beliren TRT’nin yayınlarını Ä°brahim Nacak kapsamlı bir yazıyla deÄŸerlendiriyor. Nacak’ın yazısı, bir devlet televizyonu olması dolayısıyla konu hakkında önem arz eden TRT’nin kültürel iktidar tartışmalarındaki yerini anlamamıza yardımcı oluyor. Melike Günyüz, bütün iktidar biçimlerinin doÄŸrudan ya da dolaylı hedefi olan çocukları, çocuk yayıncılığı ve edebiyatı çerçevesinde deÄŸerlendiriyor. Günyüz’ün yazısı farklı dönemlerdeki çocuk yayıncılığı politikalarını karşılaÅŸtırarak deÄŸiÅŸen dönüÅŸen politik anlayışı vurguluyor. Dosyanın son yazısında Selçuk Küpçük, Türkiye tarihinin en tartışmalı ve karanlık dönemlerinden 27 Mayıs dönemini, müzik ve iktidar iliÅŸkisi baÄŸlamında ele alarak müziÄŸin nasıl bir iktidar aracına dönüÅŸebileceÄŸini gün yüzüne çıkarıyor.
 
Kültürel Ä°ktidar konusunu merkeze alan soruÅŸturma dosyası üç deÄŸerli akademisyeni ağırlıyor. Kültür ve iktidar iliÅŸkisi, kültürel iktidarın ‘ne’liÄŸi, kültürel iktidara iliÅŸkin tartışmaların mahiyeti gibi konularla ilgili olarak Kenan ÇaÄŸan, Feridun Yılmaz ve Cengiz Anık farklı perspektiflerden deÄŸerlendirmelerde bulunuyorlar.
 
Kenar Kayıt bölümünde ise üç metin bulunuyor. Yusuf Adıgüzel, “Yarim Ä°stanbul’u Mesken mi Tuttun” baÅŸlıklı yazısında göç olgusunun türkülere yansımasını irdeliyor. DiÄŸer iki yazı ise dosya konusuyla yakından ilgili. Ä°lhami Aydın, yükselen milliyetçi trendi bir hegemonya biçimi olarak tv dizileri üzerinden okuyor; Ramazan Ünsal ise son dönemde Türkçeye de çevrilen kitaplarıyla dikkat çeken düÅŸünür Byung Chul Han metinlerinden hareketle “Neoliberal Hegemonya”yı analiz ediyor.
 
Hayat Sahnesinde ise kültür ve kültürel iktidar odaklı metinlerle konunun hayatın derinliklerine nüfuz eden yönleri öne çıkarılıyor. Ali Güney Türkiye’de de dikkat çeken “Chernobly” dizisi üzerinden politik bilime odaklanıyor; Azem Sevindik Türk kültürünün önemli bir parçası olan “köy odaları”na eÄŸiliyor; Nuh Akçakaya Halk Evleri ve kültür merkezlerini kültürel iktidar baÄŸlamında karşılaÅŸtırıyor; yine kültürel iktidar baÄŸlamında, Mahmut Hakkı Akın, Türk modernleÅŸmesi sürecinde önemli bir sembol olan “üniforma”yı deÄŸerlendiriyor.
 
Kitaplıkta ise dosya konusuyla ilgili kitaplarla birlikte sosyal bilimlerin gündemine yeni düÅŸen farklı kitaplar da dikkatlere sunuluyor.
 
Selam ile…
 
 

İÇİNDEKİLER

7 Divan Kalemi
 
9 DOSYA
 
11 Kültürel Ä°ktidar: Kavramlar, Kuramlar ve Tartışmalar / Hüseyin Çil
35 Kültür ve Ä°deoloji Pencerelerinden Ä°ktidarı Okumak / Mehmet UÄŸraÅŸ
49 Kültürel Ä°ktidar Neden Muktedirdir? Sosyal Psikoloji Gözüyle Kültürel Ä°ktidar Fenomenini Anlamak
/ Gökhan Arslantürk
65 Bilgi, Ä°ktidar ve Modern Kültürel Ä°ktidarın Temel Dinamikleri / Ertan Özensel
77 Kültürel Ä°ktidarı Hatırlamak: Tartışmaların Tarihsel Sosyolojik BaÄŸlamına Ä°liÅŸkin DeÄŸiniler /
Faruk Karaarslan
91 Küresel Kültür, Kültür Savaşı ve Entelektüel Mücadele / Ercan Yıldırım
105 TRT ve Kültürel Ä°ktidar Mücadelesi/ Ä°brahim Nacak
131 Türkiye’de Çocuk Kitabı Yayıncılığında Devlet Politikalarının Etkisi / Melike Günyüz
149 Müzik ve Ä°ktidar Ä°liÅŸkisi BaÄŸlamında Demokrat Parti ve 27 Mayıs Dönemi / Selçuk Küpçük
 
175 SORUÅžTURMA
 
177 Kültürel Ä°ktidara Dair / Kenan ÇaÄŸan
181 Karar Yitiminin SesleniÅŸi: Kültürel Ä°ktidar / Feridun Yılmaz
185 Kültürel Ä°ktidarın Mahiyetini Anlamak / Cengiz Anık
 
191 KENAR KAYIT
 
193 “Yârim Ä°stanbul’u Mesken mi Tuttun?”: Sosyolojik Bir Olgu Olarak Türküler ve Türkülerde Göçün
Ä°zleri / Yusuf Adıgüzel
209 Bir Ä°ktidar Kapanı: Ekran MilliyetçiliÄŸi / Ä°lhami Aydın
229 Neoliberal Hegemonya ve Dijital Kültürün Ä°ÅŸgali: Byung-Chul Han Perspektifinden Bir
DeÄŸerlendirme / Ramazan Ünsal
 
251 HAYAT SAHNESÄ°
 
253 Ä°ktidarın PeÅŸinde: Politik Bilim ve Çernobil Dizisi / Ali Güney
261 Köy Odaları / Azem Sevindik
271 Kulturkampf: Halkevlerinden Kültür Merkezlerine / Nuh Akçakaya
279 Üniforma: Türk ModernleÅŸmesinde Kültürel Ä°ktidar Ä°liÅŸkilerini Anlamada Anahtar Bir Sembol
/ Mahmut Hakkı Akın
 
285 KÄ°TAPLIK
 
287 Kültür SavaÅŸları Türkiye’de Kültürel SavaÅŸlar Ä°slam, Sekülerizm ve Kimlik Siyasetlerinin
YükseliÅŸi / Hüseyin Özil
291 Amerikan Ä°mparatorluÄŸu ve EÄŸlence Cephanesi: YumuÅŸak Güç ve Kültürel Silahlanma / Murat Demir
297 ÇaÄŸdaÅŸ Sanatın Toplumsal Ä°nÅŸası: Sanat Eserinin DeÄŸerinin Sosyolojik OluÅŸumu / AyÅŸe Nur Leblebicier
303 Kültür SavaÅŸlarından Kültürel Ä°ktidara: Türkiye’nin Yeni Kültürü / Sedat Karal
307 Toplumsal Hafıza: Hatırlama ve Unutmanın Sosyolojisi / Ayşe Şahin
313 Alexis de Tocqueville: Modern Çağın ÇeliÅŸkileri Karşısında Bir DüÅŸünür / Yasin Özdemir
317 Türkiye’de Sosyolojinin Mazereti Yok! “Sosyoloji ve Sözde Mazeret Kültürü” Kitabı Üzerine Bir Ä°nceleme / Mehmet Ali Aydemir
 
323 Yazım Kuralları
 
324 DeÄŸerlendirme Süreci
 
325 Etik Ä°lkeler
 
326 Yayın Politikası
DOSYA

Kültürel İktidar: Kavramlar, Kuramlar ve Tartışmalar

Hüseyin Çil

Özet: “Kültürel iktidar” Türkiye’de özellikle son dönemde çok tartışılan konulardan birisi haline geldi. Kavram, Türkiye’nin modernleÅŸme tarihinde yaÅŸadığı kültürel bölünmeye uygun biçimde, iki karşıt “mahallenin” kültür alanındaki mücadelesini anlatmak için kullanılmaktadır. Bir taraftan muhafazakârlar için sekülerlerin kültürel hegemonyasına göndermede bulunuyor; öbür taraftan seküler/ sol entelektüel çevreler için muhafazakârların entelektüel çabayla elde edemedikleri kültürel hâkimiyeti siyasi güçle elde etme çabasına iÅŸaret ediyor. Bu çift kutuplu tartışma zemininde tartışmanın kendisi gibi kavramın kullanımı da deÄŸiÅŸkenlik gösteriyor. Bu nedenle kültürel mücadeleyi ifade etmek için “kültürel iktidar”, “kültürel hegemonya”, “kültür savaşı” gibi birbirinden farklı kavramlar kullanılıyor. Bu makalenin amacı bu farklı kavramların arka planlarını ortaya koymak, sosyal bilimler literatüründeki kullanım biçimlerini belirlemek ve Türkiye’deki tartışmalarda aldıkları yeni formları deÄŸerlendirmektir. Bu doÄŸrultuda çalışma öncelikle Türkiye’de tartışmanın nasıl baÅŸladığını ve ne ÅŸekilde geliÅŸtiÄŸini ele almaktadır. Daha sonra ise tartışmanın geliÅŸiminde kullanılan yukarıdaki kavramların detaylı bir incelemesi yapılarak, sundukları imkânlar ve sınırlılıklar deÄŸerlendirilmektedir. Sonuç bölümünde ise temel tartışmanın yürütülme biçiminin Türkiye’de toplumsal ayrışma sorununa katkısı sorgulanmaktadır.
 
Anahtar Kelimeler: Kültürel Ä°ktidar, Kültürel Hegemonya, Kültür Savaşı, KutuplaÅŸma.

Kültür ve İdeoloji Pencerelerinden İktidarı Okumak

Mehmet UÄŸraÅŸ

Özet: Kültür terimi bu yazıda anlam, sembol ve ritüellerin bir kapsamı olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Ä°nsanın sosyal ve fiziksel dünyayı nasıl anladığı ve oluÅŸan bu anlamın nasıl bir hayat dizayn ettiÄŸine deÄŸinilmiÅŸtir. Bu çizgide karşımıza ideoloji kavramı çıkmaktadır. Ä°deoloji dünya görüÅŸü ve hayatı algılama biçimi olduÄŸu kadar yaÅŸam tarzlarını ÅŸekillendiren somut göstergeleri de içinde barındırır. Dolayısıyla bu ÅŸekillendirme süreci bir çeÅŸit toplumsal iktidar vasıtasıyla gerçekleÅŸecektir. Sosyolojik açıdan iktidar salt devlet sistemleriyle açıklanabilecek bir olgu deÄŸildir. O toplumsal etkileÅŸim gerçeÄŸinin bir boyutu olarak karşımıza çıkmaktadır. Onun için iktidar terimi etkileme potansiyeli olarak görülmelidir. Potansiyelin ortaya çıkış noktalarında ise toplumsal iktidar kavramı gündeme gelir. Kültürel ve ideolojik gerçeklik ise bu kapsama ışık tutan sembolik ve eylemsel yönleriyle birlikte deÄŸiÅŸik pencereler oluÅŸturmaktadır. 

Anahtar Kelimeler: Kültür, Ä°deoloji, Ä°ktidar, Toplumsal Ä°ktidar, Kültürel Ä°ktidar.

Kültürel İktidar Neden Muktedirdir? Sosyal Psikoloji Gözüyle Kültürel İktidar Fenomenini Anlamak

Gökhan Arslantürk

Özet: Kültürel iktidar, güç ve iktidar kavramının farklı bir boyutunu temsil etmektedir. Bu yönüyle son yıllarda gittikçe artan bir ilginin odağı konumundadır. Yeni geliÅŸen bir alan olarak, kültürel iktidar hegemonya, kültür savaşı, simgesel güç ya da yumuÅŸak güç gibi kavramlarla ele alınmaktadır. Bu çalışmada daha çok sosyoloji ve siyaset bilimi gibi disiplinlerin ilgilendiÄŸi kültürel iktidar kavramının psikoloji kuram ve açıklamalarıyla anlaşılması amaçlanmıştır. Bu amaçla güç, eÅŸitsizlik, toplumsal hiyerarÅŸiler, sosyal etki gibi kavramlara yönelik psikoloji kuram ve açıklamalarına yer verilmiÅŸtir. Ayrıca, bu çalışmanın bir diÄŸer amacı da sosyal psikoloji alanına -özelde de siyaset psikolojisi yazınına- özgün bir çalışma alanı kazandırmaktır. Bu doÄŸrultuda gelecekteki araÅŸtırmalar için öneriler sunulmuÅŸtur.
 
Anahtar Kelimeler: Kültürel Ä°ktidar, Güç, EÅŸitsizlik, Sosyal Etki.

Bilgi, İktidar ve Modern Kültürel İktidarın Temel Dinamikleri

Ertan Özensel

Özet: Tarihsel süreçte bilgi-iktidar iliÅŸkisi sürekli var olmakla birlikte, modern zamanlarda bu iliÅŸki sürecinin çok daha karmaşık bir hal alırken aynı zamanda bilgi, merkezi bir konuma gelmiÅŸtir. DoÄŸa bilimlerinin ardından sosyal bilimlerinde devreye girmesiyle iktidarlar, kendilerini meÅŸrulaÅŸtırırlarken sahip oldukları denetimi de güçlendirme imkanına kavuÅŸmuÅŸ oluyorlardı. Özellikle ulus devlet, demokrasi, kapitalizm gibi argümanlarıyla modernite, kendi meÅŸruiyetini sürdürmüÅŸ oluyordu. Günümüz küresel dünyasında ise, kültürlerin birbirlerini etkilemesi söz konusu olsa da, modernitenin sahip olduÄŸu teknolojik üstünlük, güçlü sermaye birikimi gibi unsurlarıyla diÄŸer tüm kültürler üzerinde varlığını devam ettirdi. Böylece Batı, dünyanın diÄŸer toplumları üzerinde ekonomik, siyasal iktidarları kadar kültürel iktidarlarını da sürdürmeyi devam ettirmektedirler.
 
Anahtar Kelimeler: Bilgi, Ä°ktidar, Modernite, Kültürel Ä°ktidar.

Kültürel İktidarı Hatırlamak: Tartışmaların Tarihsel Sosyolojik Bağlamına İlişkin Değiniler

Faruk Karaarslan

Özet: Kültürel iktidar tartışmaları mütemadiyen ülke gündemine gelmektedir. Fakat bu tartışmaların, kavramın tarihsel ve sosyolojik baÄŸlamı hesaba katılarak yapıldığını ifade etmek mümkün görünmemektedir. Bunun en önemli sebebi kültürel iktidarın herÅŸeyden önce siyasal pozisyonlar üzerinden ÅŸekilleniyor olmasıdır. Kültür, sanat, sinema, akademi ve edebiyat alanlarının niteliÄŸinden ziyade, hangi siyasal konumun yönetiminde olacağı temel meseledir. Bu çalışma böyle bir iddiadan hareketle, kültürel iktidarın doÄŸru anlaşılması için tarihsel ve sosyolojik deÄŸinilerden bulunmayı hedeflemektedir. Böylelikle kültürel iktidar tartışması üzerinden Türkiye’deki siyasal tutumların hafızasına dair birtakım deÄŸinilerde bulunacaktır. Çalışma, kültürel iktidar tartışmalarının modernizmle ve Türk modernleÅŸmesi ile irtibatlı noktalarına dair bazı noktalara dikkat çekecektir. Nihayetinde Türkiye’de kültürel iktidar tartışmlarının sosyolojik anlamda cemaat kültürü üzerinden yürütüldüÄŸü ifade edilmeye çalışılacaktır. 
 
Anahtar Kelimeler: Kültürel Ä°ktidar, Türk ModernleÅŸmesi, ModernleÅŸme, Cemaat Kültürü

Küresel Kültür, Kültür Savaşı ve Entelektüel Mücadele

Ercan Yıldırım

Özet: Kültürel ve siyasal alanın kurulması, geliÅŸmesi, toplumlara aktarılmasında entelektüellerin büyük etkisi bulunur. Entelektüel alan dijital devrimle ortaya çıkan küresel kültür vasıtasıyla hayli geniÅŸledi. Entelektüel alanın kapsamına klasik manada mütefekkir, aydın, ulema girerken artık bu kategoriler yerini dijital yazarlığa bıraktı. Sosyal medya dilinin etkisiyle kurulan bu dil, siyasal alanı da ÅŸekillendirecek boyuta geldi. Daha çok sürgün, marjinal, yabancı kavramları etrafında tanımlanmaya çalışılan entelektüeller küresel dünyanın yol açtığı felaketlerin neticesinde günümüzde her zamankinden daha fazla deÄŸer kesbetmeye baÅŸladı.Sinizmin, yasa koyuculuÄŸun, nomos savunuculuÄŸunun, belki bugünlerde daha çok ihtiyaç duyulacağı gibi yeni Leviathan’ların ÅŸekillenmesinde, topraÄŸa, tarihe, ülkeye mensubiyet saÄŸlamada entelektüeller her zamankinden daha iÅŸlevsel ve prestijli konumda... Dünyada küresel kültürün dil, din, millet ayrımı gözetmeden herkesleÅŸtirme politikası en ciddi tahribatı Müslüman dünyada yapıyor. Türk modernleÅŸmesi kültür-medeniyet ayrımı üzerinden kültürü koruma kavgası verirken kapitalist iliÅŸki biçimlerini meÅŸrulaÅŸtırdı. Bu saatten sonra entelektüellere düÅŸen dünya sistemine Müslümanları, biz Türkleri entegre eden iktisadi ve siyasal unsurları belirleyip tasfiye etmektir.
 
Anahtar Kelimeler: Entelektüel, Aydın, Küresel Kültür, Dünya Sistemi, Sinizm.

TRT ve Kültürel İktidar Mücadelesi

Ä°brahim Nacak

Özet: Türkiye toplumunun kültürel kodlarını milli ve dini deÄŸerler belirlemektedir. Bu deÄŸerlerin önemi ve etkinliÄŸi tarihsel süreçte çeÅŸitli dönüÅŸümler geçirmiÅŸtir. Toplumumuzun siyasal yapısında meydana gelen deÄŸiÅŸimler, kültürel deÄŸerlerde de önemli dönüÅŸümlere sebep olmuÅŸtur. Yakın siyasi tarihimizi ÅŸekillendiren temel problem, toplumsal alanda hâkim olan maddi-manevi unsurların, siyasal alanda da hâkim olma mücadelesidir. 2000’li yıllardan sonra, bu siyasal mücadelenin baÅŸarıyla sonuçlandığı kabul edilmektedir. Fakat kültürel iktidar alanında baÅŸarısızlığın hâkim olduÄŸu düÅŸünülmektedir. Bu makalede 2000 sonrası siyasal iktidarın kültürel iktidar mücadelesini, bir basın-yayın kuruluÅŸu olan TRT yoluyla nasıl gerçekleÅŸtirdiÄŸi incelenecektir. TRT 1 ve TRT 2 kanallarının yayın içerikleri incelenerek, kültürel üretim alanında nasıl bir konum iÅŸgal ettiÄŸi tahlil edilecektir.
 
Anahtar Kelimeler: Toplumsal DeÄŸer, Siyasal Ä°ktidar, Kültürel Ä°ktidar Mücadelesi, TRT.

Türkiye’de Çocuk Kitabı Yayıncılığında Devlet Politikalarının Etkisi

Melike Günyüz

Özet: Kültür Bakanlığı ISBN Ajansı ve Yayıncılar Meslek BirliÄŸi Federasyonu (YAYFED) verilerine göre Türk yayıncılığı her yıl daha da büyümekte, yayıncılar uluslararası açılımlarla dünyanın birçok diline Türkçe eserlerin telif haklarını satmaktadır. Son on yılda en büyük geliÅŸmenin çocuk ve ilk gençlik kitaplarında gerçekleÅŸtiÄŸi görülmektedir. Bir kültür aktarım aracı olarak edebiyatta ve özelde çocuk edebiyatı ve buna baÄŸlı olarak yayıncılığının inÅŸasında ve büyümesinde Türkiye’de devlet ve hükûmet politikalarının ne denli etkili olduÄŸu bu yazının konusudur. Cumhuriyet döneminde çocuk edebiyatının ve yayıncılığının geliÅŸiminin ateÅŸleyicisi olan Millî EÄŸitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı politikaları, I. ve VI. Ulusal Yayın Kongreleri Çocuk Yayınları Komisyon Kararları çerçevesinde incelenerek çocuk edebiyatı yayıncılığının bir kültürel iktidar aracı olarak hükûmetler tarafından nasıl deÄŸerlendirildiÄŸi tespit edilecektir. Belirlenen eÄŸitim materyallerinin dışında sınıf ortamında kitap bulunduran öÄŸretmenlerin titizlikle takibe uÄŸradığı ve cezalandırıldığı 2003’lere kadar Cumhuriyet’in kültür politikalarının uygulanmasında çok önemli bir iÅŸlevi bulunan çocuk kitabı yayıncılığı üzerinde bugün dünyanın geldiÄŸi çok sesli ortamda devlet politikasının etkisinin devam edip etmediÄŸi ortaya konmaya çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Çocuk Edebiyatı, Çocuk Kitabı Yayıncılığı, Kültürel Ä°ktidar ve Yayıncılık.

Müzik ve İktidar İlişkisi Bağlamında Demokrat Parti ve 27 Mayıs Dönemi

Selçuk Küpçük

Özet: 1950 yılında Demokrat Parti iktidarı ile çok partili döneme geçen Türkiye’de bu deÄŸiÅŸim sadece siyasal hayatımızı deÄŸil, kültürel ve toplumsal yaÅŸantımızı da yeniden biçimlendirmiÅŸtir. Tek Parti döneminde uygulamaya konan Müzik Devrimi’nin tepeden inmeci, hegemonik yaklaşımı, DP iktidarıyla etkisini kaybederek daha özgür ve sivil bir müzik ortamının doÄŸmasına imkan aralamıştır. DP iktidarının özellikle ilk yıllarında toplumun artan refah seviyesi ülkeye farklı bir dinamizm kazandırmış, yaÅŸanan bu hareketlilik müziÄŸimizin yeniden ÅŸekillenmesine sebep olmuÅŸtur. Türkiye açısından 1950’li yılların bir baÅŸka belirgin özelliÄŸi de kırdan kente göç dalgası meydana getirmesidir. Bu göç dalgası kısa sürede büyük kentlerin nüfuslarını artırmış ve artan nüfus ile beraber kente ait geleneksel müzik, eÄŸlence mekanlarında içerik dönüÅŸümü yaÅŸanmıştır. Özellikle Osmanlı/Saray/Divan müziÄŸinin devamı olan “ÅŸarkı” formu üzerinden 1950’lerde zengin bir “müzik piyasası” belirmiÅŸtir. Bu müzik piyasasının bir tarafında da Tek Parti döneminin müdahaleci uygulamalarından bağımsız ÅŸekilde yaÅŸama alanı bulan türküler yer alır. Mevlevi müziÄŸinin ilk kez halka açık icrası, mehter müziÄŸi takımının Ä°stanbul’un fethinin 500. yıl etkinliklerinde yürüyüÅŸ yapması, radyoda “Türk MüziÄŸi” icra saatlerinin artması yaÅŸanan deÄŸiÅŸimin göstergeleridir. Devlet müdahalesinden bağımsız geliÅŸim gösteren bu müzik ortamı sonraki on yılları içine alan bütün müzik hareketlerini beslemiÅŸtir. 27 Mayıs 1960’ta silahlı kuvvetlerin darbesi ile iktidardan zorla uzaklaÅŸtırılan DP’ye karşı söylem üretmeye çalışan darbeciler de müziÄŸi kendi iktidarlarının meÅŸruiyeti için propaganda amaçlı olarak kullanmışlardır. 

Anahtar Kelimeler: Müzik, Ä°ktidar, Demokrat Parti, 27 Mayıs Darbesi.
SOHBET

Kültürel İktidara Dair

Kenan Çağan

‘Kültürel iktidar’ terkibinde yoÄŸuÅŸmanın olduÄŸu yer genellikle iktidar kavramı olmaktadır. Bunun temel sebebi iktidarın sahip olduÄŸu çekim kuvvetidir. Kendisine içkin olan bu kuvvet saÄŸlıklı düÅŸünme süreçlerine olumsuz etki eden sersemletici bir duyguya da neden olur. Söz konusu bu duyguya kapılınca doÄŸal olarak meselenin odak noktası deÄŸiÅŸmeye baÅŸlamaktadır. Ä°ktidar, içinden geçtiÄŸi her cümleyi bozup imha ettiÄŸi gibi kültür kavramını da tarumar etmektedir. Oysa illaki her iki kavrama iliÅŸkin bir hiyerarÅŸiden söz edilecekse kültürün öncelikli olduÄŸu akılda tutulmalıdır. Çünkü kapsam ve belirleyicilik açısından kültür önce gelir. Yani iktidarın bizatihi kendisi de kültürün bir ürünüdür. Bunu kültürün en yalın ve en kapsayıcı tanımına yaslanarak söylüyoruz. Yani eÄŸer bir toplumun maddi ve manevi ürettiÄŸi her ÅŸeyse kültür, o .zaman iktidar da kültürün doÄŸal bir parçası olur. Ancak kültürle var ettikleri arasındaki iliÅŸki her zaman çift yönlü olduÄŸu için; kültürün iktidar üzerindeki belirleyiciliÄŸi kadar iktidarın da kültür üzerinde belirleyici olduÄŸu akılda tutulmadır.

Karar Yitiminin Seslenişi: Kültürel İktidar

Feridun Yılmaz

Türkiye’nin modernleÅŸme tecrübesi Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren, ana hatlarıyla devlet aygıtının ahalisini hâkim dünya düzenine uyum gösterecek bir forma sokabilme gayretlerine tanıklık etmiÅŸtir. Fakat bu uyum gayreti bir politik birlik kararına dayanmadığından, bir tür “kararsızlık” hali hemen kurucu kuÅŸaktan baÅŸlayarak günümüze kadar varlığını sürdürmüÅŸtür. Kurucu kuÅŸak için hâkim düzene bu uyum gayreti, biyolojik varlığın idamesini zorunlu kıldığına inandıkları bir kararsızlık halidir. Kurucu kuÅŸak, Türkiye’nin kendi varlığı konusunda herhangi bir karar imasında bulunmadığında ancak, dünya düzeninin husumetinden kaçabileceÄŸini ve ahalisinin biyolojik varlığını güvence altına alabileceÄŸini düÅŸünmüÅŸ, bu “kararsızlığı” onun kararı olmuÅŸtur. Buna mukabil ahali ise modernleÅŸme ile mukadder karşılaÅŸmasında bir kararın, dünya düzenine uyum yerine ona teklif içeren bir kararın arayışında olmuÅŸtur.
 

Kültürel İktidarın Mahiyetini Anlamak

Cengiz Anık

Kültür ve iktidar kavramları yan yana getirildiÄŸinde, kuÅŸkusuz ki, akla ilk gelen düÅŸünce ekolu, Marx’ın fikri kaynaklığında geliÅŸen eleÅŸtirel kültürel çalışmalardır. Kültürel hegemonya kavramı etrafında gezinen bu akım, kültür emperyalizmi kavramına iliÅŸtirilen fikirleri de etkilemiÅŸtir. Ancak kültürel emperyalizm tabiri, daha ziyade, muhafazakâr kültürelciler için caziptir. Kültürel transplantasyon kavramına odaklı akademik ilgi, hususen, medya-toplum iliÅŸkilerini çözümlemeye münhasırdır. Transplantasyon, kültürel deÄŸiÅŸime hem olumlu hem olumsuz yaklaÅŸanların kullandıkları bir kavramdır.
KENAR KAYIT

“Yârim İstanbul’u Mesken mi Tuttun?”: Sosyolojik Bir Olgu Olarak Türküler ve Türkülerde Göçün İzleri

Yusuf Adıgüzel

Özet: Türkiye’de 1950’lerden itibaren köyden kente göç hızlanmış, kentleÅŸme oranı yüzde 25’ten 1980’lerin ortalarına gelindiÄŸinde yüzde 50’lerin üzerine çıkmıştır. Öncü göçmenlerin gurbetçilik ile baÅŸlayan göçleri, zamanla kalıcılığa dönüÅŸmüÅŸ, sonrasında Anadolu köyleri adeta büyük kentlere akmıştır. Son dönem göç çalışmalarında “öznenin” (göçmen) öyküsü, yaÅŸam biçiminin deÄŸiÅŸimi, bu deÄŸiÅŸimin kültürel boyutları ön plana çıkmaktadır. Göçmenin bireysel öykülerinin yansıdığı alanlardan biri de halk türküleridir. Türkülerin en önemli temalarından biri olan gurbet, bireyin kendisini ait hissettiÄŸi mekândan (sıladan) ayrılmasını ifade eden bir kavramdır. Gurbetlik yurdundan geri dönmemek üzere ayrılmayı deÄŸil, “çalışıp, kazanıp, geri dönmeyi”, “hasreti ve kavuÅŸmayı” içinde barındıran “süreli bir göçü” anlatır. Bu arızi durum, gurbetçinin evine dönmesi veya ailesini de “götürmesi/yanına aldırması” ile son bulur. Toplumsal hafıza ve kültürel birikimin en önemli yansımalarından biri olan türküler, ait olduÄŸu yörenin ve dönemin yaÅŸam biçimi, inançları, idealleri, deÄŸerleri ve beklentileri hususunda eÅŸsiz birer kaynaktır. Buna raÄŸmen türküler ve türkü sözleri genellikle estetik folklor öÄŸeleri olarak deÄŸerlendirilmiÅŸ, edebiyat ve sosyoloji gibi diÄŸer disiplinler tarafından yeterli ilgiyi görmemiÅŸtir. Halk türkülerinin, yalnızca bir müzik/sanat eseri olarak deÄŸil, aynı zamanda içinden çıkıp geldiÄŸi toplumun analizinde de önemli ipuçları veren bir yönü vardır. Türküler, ortaya çıktığı dönemin toplumsal yapısı hakkında önemli verileri içinde barındıran manevi kültür öÄŸelerimizden biridir. Gurbete gidenlerin ve kalanların ardından yakılan türküler, kentte doÄŸup büyümüÅŸ yeni nesillere, göç ve gurbetin yarattığı acı, özlem, hasret, fedakârlık gibi duyguları bütün çıplaklığı ile anlatan birer vesika niteliÄŸindedir. Bu makalede, Türkiye’nin iç göç süreci, türküler ve türkü sözlerindeki gurbet, gidenler, kalanlar ve Ä°stanbul temaları üzerinden analiz edilmeye çalışılacaktır.
 
Anahtar Kelimeler: Göç, Türkü, Gurbet, Ä°stanbul, KentleÅŸme, Ä°ç Göç.

Bir İktidar Kapanı: Ekran Milliyetçiliği

İlhami Aydın

Özet: Kültür, insanlar tarafından üretilen ve eyleyenlerin ya da aktörlerin kendilerini gerçekleÅŸtirdikleri bir alan olarak ifade edilse de esasında güç odakları tarafından iÅŸgal edilmiÅŸ ve nihayet kurtarılmış bir sermaye olarak iÅŸlev görmektedir. Dolayısıyla o, nesnesi olduÄŸu toplumun öznesi olarak yeniden üretilmiÅŸtir. Kültürel kodlar baÄŸlamında devÅŸirilen iktidarın gücünü perçinleyen araç olarak milliyetçilik de önemli bir açığı kapatmaktadır. Milliyetçilik, sahip olduÄŸu sembolik sermayesi ve yöntemsel kudreti ile toplumsal rızayı elde etmeye çalışır. Toplumsal rıza, ideolojiyi hem meÅŸrulaÅŸtırmakta ve otorite kaynağı yapmakta hem de iktidar söylemine karşı oluÅŸabilecek direnci sönükleÅŸtirmektedir. Popüler milliyetçilik olarak ifade edeceÄŸimiz bu fenomenin ayrıca televizyon kurgusu ile kamuoyuna aktarılması kitleyi daha da kışkırtmakta ve iktidar alanını geniÅŸletmektedir. Bu doÄŸrultuda bu çalışmada, kültürün bir alt bileÅŸeni olan milliyetçiliÄŸin televizyon kurgusu içinde hangi manipülasyonlarla iktidar örüntülerini yaygınlaÅŸtırdığına temas edilmiÅŸtir. Çalışma, Çalışma Ä°simsizler ve SavaÅŸçı dizilerine odaklanmaktadır. Dizilerde popüler milliyetçilik farklı metaforlarla ifade edilmiÅŸtir. KonuÅŸma, görsel, ÅŸiir, kahramanlar, tarihi olaylar, müzik gibi farklı unsurların kullanım nedenleri ideolojik baÄŸlantıları ile birlikte ele alınarak milliyetçi dil baÄŸlamında söylem analizi yapılmıştır.
 
Anahtar Kelimeler: Kültürel Ä°ktidar, Milliyetçilik, Rıza Üretme, Sembolik Sermaye, Söylem.

Neoliberal Hegemonya ve Dijital Kültürün İşgali: Byung-Chul Han Perspektifinden Bir Değerlendirme

Ramazan Ãœnsal

Özet: Genelde özgürlüÄŸü kısıtlayan bir ÅŸey olarak düÅŸünülse de günümüzde iktidar oldukça özgürlükçüdür. O artık bireyi emir ve yasaklarla sınırlamaz, aksine onu olabildiÄŸince özgürleÅŸtirir. Neoliberal toplumda bireyi sömüren bir “efendi” olmadığı için de kiÅŸi gerçekten özgür olduÄŸunu düÅŸünür. Ancak sürekli olarak baÅŸarılı olmaya çalışması ve performansını arttırması yeni bir tür zorlama yaratır. BaÅŸkasının baskısından kurtulsa da birey kendisiyle yarışmaya baÅŸlamıştır. Dolayısıyla özgürleÅŸen birey hem kendisine hem de neoliberalizme boyun eÄŸmiÅŸ olur. DiÄŸer taraftan da dijital kültür bütün ürünleriyle hegemonyayı güçlendirmek için seferber olur. Adeta gündelik hayat “dijital” tarafından iÅŸgal edilir. Dijital ilk olarak “iÅŸ”i her yere taşıyarak hayatı “çalışma”ya indirger, ikinci olarak da sosyal aÄŸlarda yapılan paylaşımlarla bireyin kendisini ÅŸeffaflaÅŸtırmasını mümkün kılar ve onun gözetlenmesini kolaylaÅŸtırır. Ä°nternet ve bilgisayar tabanlı akıllı cihazlar gözetleme ve kontrol araçlarına dönüÅŸür. Ä°ktidar dijital dünyada üretilen verilerle kiÅŸiyi kontrol altına alır. Bu makalenin amacı da günümüz dünyasına egemen olan neoliberalizmin, kültürel hegemonyayı devam ettirebilmek için özgürlüÄŸü ve dijital kültürü nasıl kullandığını ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Bunun için makalede Güney Koreli düÅŸünür ve kültür kuramcısı Byung-Chul Han’ın perspektifi kullanılmıştır.
 
Anahtar Kelimeler: Neoliberalizm, Hegemonya, Geçmodern Toplum, Dijital Kültür, Byung-Chul Han.
HAYAT SAHNESİ

İktidarın Peşinde: Politik Bilim ve Çernobil Dizisi

Ali Güney

Ülkemizde nükleer enerji konusu belli dönemlerde gündem olur. Kazaların yıl dönümü, süren inÅŸaat çalışmalarının durumu, dış iliÅŸkilerde yaÅŸanabilecek olası krizlerde bir alternatif olması yahut karşıtları tarafından gerçekleÅŸtirilen eylemler vesilesiyle. 2019 yılında EMMY ödüllerine damga vuran bir dizi ise, dünya genelinde bilimin deÄŸeri, bilim ve politika iliÅŸkisi konularıyla özdeÅŸleÅŸtirilecek bir “hatırlamaya” ve “sorgulamaya” sebep oldu.

Köy Odaları

Azem Sevindik

Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde çeÅŸitli isimlerle anılan köy odaları, yılın belli mevsimlerinde ya da özel günlerinde erkeklerin sosyalleÅŸtikleri, genellikle sade bir tasarıma sahip olan ve eril bir karakter taşıyan kapalı mekânlardır. Anadolu’da toplama açısından “gençlerin odası”, “orta yaÅŸlıların odası” ve “yaÅŸlıların odası” ÅŸeklinde kategorize edilebilecek köy odalarından bazılarının belirli bir ÅŸahsa ait evin hemen yanına inÅŸa edildikleri ve bir statü göstergesi olarak kabul gördükleri anlaşılmaktadır. Kendi baÄŸlamında iÅŸlev sahibi bu sosyo-kültürel mekânların yerel halkına veya yabandan gelen kiÅŸilere sunduÄŸu olanakları farklıdır. Aynı zamanda eÅŸitlikçi bir mekân olarak köy odaları, ekolojisinde kendisini yaratan ve yaÅŸatan katılımcılarınca, eÄŸlenme, hoÅŸ vakit geçirme, sohbet etme, dedikodu yapma, oyun oynama/çıkarma, örf, âdet, gelenek-görenek üzerine temellendirilen sözlü halk hukuku normlarını uygulama, yeme-içme, organizasyon tasarlama, psikolojik arınma, rahatlama ve boÅŸalma, bilgi alışveriÅŸinde bulunma vb. amaçlarla kullanılırken, diÄŸer yandan da, yolcuların misafir edildiÄŸi bir dinlenme ve korunma merkezi konumundadırlar.

Kulturkampf: Halkevlerinden Kültür Merkezlerine

Nuh Akçakaya

Türkiye modernleÅŸmesinin serencamına dair oldukça fazla literatür birikmiÅŸ durumdadır. Bu literatür mezkur modernleÅŸmenin yöntemini, aktörlerini, olaylarını ve olgularını çok derin bir ÅŸekilde tartışmış; kökleri 19. yüzyıla kadar giden bir hadiseler zincirinin muhasebesini detaylı bir ÅŸekilde tutmuÅŸtur. Elbette ki söz konusu muhasebe bir mütekabiliyet ve karşıtlık ilkesi üzerinden gerçekleÅŸmiÅŸ; hesabı tutan tarafların dünyayı algılama biçimi zaman zaman dikotomik iddialara zemin hazırlamıştır. Nihai olarak elimizde bu durumu özellikle siyasal aktörlerin siyaset eyleme biçimi üzerinden analiz eden oldukça fazla veri vardır.

Üniforma: Türk Modernleşmesinde Kültürel İktidar İlişkilerini Anlamada Anahtar Bir Sembol

Mahmut Hakkı Akın

Türk modernleÅŸmesi literatürünün belli odak konular ve meseleler etrafında geliÅŸtiÄŸi dikkat çekmektedir. Bu odak konulardan birisi de meselenin kültür ve medeniyet eksenli ele alınmasına baÄŸlı olarak geliÅŸmiÅŸtir. Kültür ve medeniyet tartışmalarının merkezi bir yerde bulunmasında, ÅŸüphesiz Ziya Gökalp’in katkısı yadsınamayacak bir yerdedir. Ziya Gökalp’in kültür ile medeniyet arasında yaptığı ayrım, II. MeÅŸrutiyet sonrasında ve cumhuriyetin kuruluÅŸ sürecinde merkezi bir konumdadır.
KİTAPLIK

Kültür Savaşları Türkiye’de Kültürel Savaşlar İslam, Sekülerizm ve Kimlik Siyasetlerinin Yükselişi

Hüseyin Özil

II. Dünya Savaşından sonra iki kutuplu sisteme bölünen dünyada 1960’lı yıllar mevcut düzene karşı yaÅŸanan patlamalarla doludur. BaÄŸlantısızlar Hareketi, Prag Baharı, Amerika’da Malcolm X ve Martin Luther King önderliÄŸinde siyahi vatandaÅŸların hareketlenmesi, Küba Devrimi, Çin’de yaÅŸanan Kültür Devrimi gibi daha sayılabilecek pek çok olay bu dönemde yaÅŸanmıştır. Söz edilen olayların farklı nitelikleri ve hüviyetleri olsa da iki kutuplu düzenden kaynaklanan huzursuzlukları göstermesi bakımından bir ana hatta sahip olduÄŸu ifade edilebilir. Dünya tarihinde 60’lı yıllar bu huzursuzlukların ortaya konulduÄŸu sahnelerle doludur. 68 olayları da bu çerçevede önemlidir.

Amerikan İmparatorluğu ve Eğlence Cephanesi: Yumuşak Güç ve Kültürel Silahlanma

Murat Demir

Günümüzde kültürler küresel yaygınlığını daimi olarak ortak medya araçlarıyla saÄŸladığından ötürü kültürel bir ortaklık durumu söz konusudur. Küresel kültüre angaje olmuÅŸ veya oldurmaya çalışılan birçok ulus, kendi orijinal deÄŸerlerinden feragat etmenin yanında örnek aldığı üst kültürün yalnızca kültürel deÄŸerlerinin yüceliÄŸine deÄŸil, aynı zamanda baskısına da maruz kalmaktadır. Bunun beraberinde kültür, modern auranın hâkim olduÄŸu bir dönemde tekelleÅŸme temayülünü kolay kolay gösteremez. Netice itibariyle buna benzer bir temayülün küre çeperinde görülmesi halinde dünyanın canlılığını yitirmesi ve kültürel anlamda bazı güç odaklarının ortak bir güç iktidarında hem fikir olmasını saÄŸlayacaktır.

Çağdaş Sanatın Toplumsal İnşası: Sanat Eserinin Değerinin Sosyolojik Oluşumu

AyÅŸe Nur Leblebicier

ÇaÄŸdaÅŸ sanat piyasasına yönelik tartışmaların muhtelif çevrelerce birçok yönden eleÅŸtiriye tabi tutulması yalnızca ülkemize özgü bir durum olmamakla beraber bu eleÅŸtiriler, tüm dünyada muÄŸlak bir çerçevede kalmaktadır. ÖrneÄŸin yirminci yüzyılın sanat tarihinde sarsıcı bir etki yaratan Marcel Duchamp’ın pisuvarına benzer ÅŸekilde, geçtiÄŸimiz aylarda Ä°talyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın bir muzu ‘duct tape’ adı verilen bantla duvara yapıştırdığı eserinin bir sanat galerisinde sergilenmesiyle sanat alanında yakından ÅŸahit olduÄŸumuz kliÅŸe saldırılar gündeme geldi: ‘bunu ben de yaparım, bunun nesi sanat?’ Esasında eserin yüz yirmi dolara satılmasıyla, Cattelan’ın dikkat çekmeye çalıştığı toplumsal eÅŸitsizliklere yönelik hicivlerinin bir amaca ulaÅŸtığı görüldü.

Kültür Savaşlarından Kültürel İktidara: Türkiye’nin Yeni Kültürü

Sedat Karal

Ä°nsan, beÅŸeriyetin ilk tohumlarının atıldığı tarih öncesi çaÄŸlardan günümüz enformasyon ve hız çağına uzanan süreçte, doÄŸada bulunan ÅŸeyleri ihtiyaçlarından, deÄŸerlerinden, inancından, estetik zevklerinden, yaÅŸam tarzından ve üretim ÅŸeklinden hareketle hiç durmaksızın dönüÅŸtürüp kendisi için uygun hale getirerek “kültür” denilen olgunun oluÅŸmasında önemli ve biricik bir rol oynamıştır. Bu haliyle, var olan bir ÅŸeyin baÅŸka bir ÅŸeye dönüÅŸtürülmesi olarak anlaşılan kültür, doÄŸanın karşıtı olan bir yerde konumlanır. ÖrneÄŸin; doÄŸada bulunan herhangi bir aÄŸacı yontan, belli yerlerini deÅŸen, ÅŸekil veren, zımparalayıp vernikledikten sonra menteÅŸelerini ve kulpunu takan marangoz ya da mobilyacı, aÄŸacı kapıya çevirip doÄŸanın mevcudiyetini kendi düÅŸünsel dünyasına uygun kılarak kültür yaratımına katkıda bulunur.  

Toplumsal Hafıza: Hatırlama ve Unutmanın Sosyolojisi

AyÅŸe Åžahin

Zaman zaman daha önce yaÅŸanılmış, ya da tecrübe edinilmiÅŸ bilgiler, anılar,  bir koku, tat ya da ses ritimleri gibi herhangi bir sebepten tekrar gün yüzüne çıkıp dillenmekte hatta eski hatırlanan izlerden yürünmektedir. Ä°ÅŸte bu dillendirmenin adı kendi lisanımızda anımsama, hatırlama olmaktadır. Bu yaÅŸanmışlıkla kazanılan ÅŸeylerin aradan ne kadar zaman geçerse geçsin bir sebepten dolayı zihinde muhafaza edilmesine hafıza denmektedir (Özakpınar, 2017: 10). Bu anlamda hafıza soyut bir kavram olmakla birlikte daha önceki deneyimleri geri getirmesi ve bunu davranışlarda görünür kılmasıyla aynı zamanda da somut olarak görünür olmaktadır. GeçmiÅŸte yaÅŸananlar kaydedilirken onun bıraktığı izler, anılar, anımsamalar her zaman ÅŸimdiyle ve yaÅŸanan anla baÄŸdaÅŸtırılarak bireyin zihninde yer almaktadır.

Alexis de Tocqueville: Modern Çağın Çelişkileri Karşısında Bir Düşünür

Yasin Özdemir

Türkiye’de entelektüel tarih-düÅŸünce tarihi alanının, baÅŸta sosyoloji olmak üzere tarih dışı disiplinlerin mensupları tarafından domine edildiÄŸi ve bu alanda ilginin büyük ölçüde Osmanlı-Türk dünyasına ayrıldığı ifade edilebilir. Burada kısa bir tanıtımını sunmayı amaçladığımız kitap, sosyoloji disiplininden bir akademisyenin eseri olmakla bu genel tabloya uymakta, Batı düÅŸünü üzerine bir tetkik eser olmakla bu tablodan farklılaÅŸmaktadır.

Türkiye’de Sosyolojinin Mazereti Yok! “Sosyoloji ve Sözde Mazeret Kültürü” Kitabı Üzerine Bir İnceleme

Mehmet Ali Aydemir

Sosyoloji toplumu açıklama uÄŸraşısında bir bilim olarak kabul edilmektedir. Açıklanan gerçekliÄŸin doÄŸası gereÄŸi sosyolojinin ilgileri ve uzmanlık alanları da çeÅŸitli alt baÅŸlıklar etrafında kümelenmektedir. Bu durum nesnesi ile kurduÄŸu bilgi temelli iliÅŸki içinde sosyolojinin çok boyutlu ve birbirinden oldukça farklı
baÅŸlıklarda uzmanlık sahalarının geliÅŸmesini kaçınılmaz kılmıştır. Toplumsal olana dair bir açıklama için metodolojik yönelimlerden tutun da veri toplama araçlarına, bilginin mahiyetinden, kültürün doÄŸasına yahut klasik köklerden, teorisyenlerin analitik düÅŸünme biçimlerine, uzmanlık alanlarından genel çerçeveli düÅŸünme stratejilerine kadar geniÅŸ bir çerçevedeki soruÅŸturmalara iÅŸaret edilebilir.
 
Tüm Sayılar
Sosyoloji Divanı Kitaplığı
Basında Biz
Duyurular
Formlar
Satış Noktaları